Şükrü Küçükşahin Hürriyet Gazetesi

CHP'yi savaş hükümetine sokmak

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, "62 kez gittim, sokak sokak bilirim" diye övündüğü Suriye'de izlenen ve mimarı olduğu politikayı, 'destanlık' buluyor. Artık 'destan' sözcüğünün anlamını değiştirmek...

29 Temmuz 2015 | 753 okunma

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, "62 kez gittim, sokak sokak bilirim" diye övündüğü Suriye'de izlenen ve mimarı olduğu politikayı, 'destanlık' buluyor.
Artık 'destan' sözcüğünün anlamını değiştirmek gerekir, çünkü AKP'nin Suriye politikasının tam anlamı ile çöktüğü ortadadır.
Davutoğlu şimdi, 'Sınırda DEAŞ istemiyoruz' diyor ya, çoook geç bir öngörü.
Oysa böyle olacağını 3 yıldır öngören o kadar çok kurum ve kişi çıktı ki, sadece 'Siz Esadcısınız' karalamasına tabi tutuldular. Hükümet ise yüz bin mülteciyi kırmızı çizgi öngörmüştü, yüzlerce katı oldu.
"Kimse sabrımızı taşıramaz" öngörüsü yapmıştı, IŞİD bombalarının katlettiği vatandaş sayısı yüzleri geçti; savaş uçakları düşürüldü, pilotlar şehit edildi; vatan toprağı konsolosluk işgal edildi, diplomatlar esir alındı.

SAVUNULAMAYAN POLİTİKALAR

'Destanın' maliyeti bu kadarla da kalmadı.
Türkiye dünyada ve bölgede yalnızlaştı, ekonomik ve ticari ilişkiler sıfırlandı, Peşaver sınıra taşındı ve sonunda savaş uçakları havalandı. Davutoğlu'nun bu tabloya 'destan' demesi en çok da olası koalisyon ortağı CHP'yi kaygılandırıyor.
Önceden de yazdım, dış politikayı yüzde yüz değiştirme amacında olan bir CHP, Davutoğlu'nun bu anlayışı ile bunu nasıl başarabilir?
Oysa CHP'nin bu amacı aslında AKP/Davutoğlu için bir çıkış da olur. Çünkü, kabul etmeli ki Irak'ta, Suriye'de, Mısır'da tüm taraflarla görüşebilen Türkiye'deki tek kurum CHP ve bu ciddi bir avantaj.
Suriye öyle de 'Analar ağlamasın' diye başlanan çözüm sürecinde gelinen son da farklı değil ki; yine tüm uyarılar 'Siz kandan besleniyorsunuz' diye bastırıldı ve sonuçta orada da savaş uçakları havalanıp bomba yağdırır oldu.
Aslında, "AKP 13 yılda izlediği şu politikada aynı yerde duruyor, onu hâlâ savunuyor" diyecek biri çıkar mı bilmiyorum, ama bir kez daha anımsayalım. Eğitimden Diyanet'e, MİT'ten orduya, yargısından polisine bir dönemin 'üst aklı' Paralel yapıya devredilen kamu kurumlarına, anayasa değişikliklerinden terörle mücadele anlayışına kadar pek çok alanda sistem çökmüştür, en azından 13 yıl öncesine göre daha iyi noktada olunamadı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ankara'nın gelişmesi üzerine 02 Aralık 2015 | 382 Okunma İlk iş AB çıpasını güçlendirilmek 30 Kasım 2015 | 162 Okunma Kılıçdaroğlu istemedikçe değişim olmaz 25 Kasım 2015 | 401 Okunma Türkiye'nin risk ve şansları 23 Kasım 2015 | 293 Okunma Ankara Garı ile Rus uçağını unutanlar 18 Kasım 2015 | 669 Okunma