AKP'nin, 'Haydi Bismillah' seçim şarkısı oldukça manidar.
Sanki 13 yıl iktidarda AKP yoktu, şimdi gelip yeni bir başlangıç
yapacak.
Böyle olmadığına göre şarkıyı, geçmişin hatalarından,
yanlışlarından, günahlarından arınma amacının işareti olarak
görelim de umutlanalım.
Ancak yıllardır yaşananların ardından yeni başlangıçlar bu kadar
kolay olmamalı.
Bakın Poyrazköy davasında da savcı beraat istedi; benzer sonuçlar
Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ve Oda TV davalarında da
oldu.
Üstüne üstlük Anayasa Mahkemesi'nin de kapı gibi 'Hak ihlali'
kararları var.
EY İNSANLIK NEREDESİN
Dün Sözcü'de, tutuksuz yargılanması kararı kaldırılınca "Bir daha
bu itibarsızlığı yaşayamam, o deliğe giremem" diyerek kafasına
kurşun sıkan Yarbay Ali Tatar'ın resmini görünce 2009'dan beri
estirilen derin fırtınaları, içim yanarak anımsadım. (Ya o kararı
verenler şimdi ne hissediyor, koltuklarında ne kadar rahat oturuyor
ki acaba?)
İktidar kadroları, arkalarında kendilerinden daha hızlı bir medya
ile bu ülkenin evlatlarının üzerine abandıkça abandılar, acımasız
zulümler yaşattılar.
'Kahramanımızsın' deyip altlarına zırhlı araç, arkalarına kral gücü
koydukları savcı ve yargıçlar eliyle, sonradan itiraf ettikleri
gibi binlerce 'masum' insanı cezaevlerine doldurdular.
O davalara kimi savcı oldu, kimi 'Türkiye bağırsaklarını
temizliyor', 'Askeri vesayetten kurtuluyoruz' diye bakarak
demokrasi şampiyonluğuna soyundu.
Şu uyarıyı yapınca bizi de 'postal yalayıcısı' diye suçladılar:
"Hanımlar, beyler; darbecilerle darbe karşıtlarını, çetecilerle
saygın insanları, emir verenle emir kulunu aynı çuvala koyduğunuz
için bu davalarla darbecileri, çetecileri aklayacaksınız."
Ama pişkinliğin alası yaşandığı için bugün bu insanlarda, küçücük
bir özrü veya vicdan sızıntısı göremeyip, 'Ey insanlık neredesin'
diye yeniden soruyoruz.
İTİBARINI BİR KURŞUNA VERENLER