BAŞLIKTAKİ ifadenin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 24 Temmuz günlü sözlerine atıf olduğunu anımsamayan çıkmaz sanırım.
Arınç'ın o sözüne rağmen seçime gidiliyor ve bunun da tamamen
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arzusundan kaynaklandığı algısı 8
Haziran'dan beri -hem de pek çok kez- yerleşti.
Erdoğan son tutumuyla da bu algıyı pekiştirircesine, kararını 40
gün önceden vermiş gibi davrandı; anayasa, kural, teamül ve "Önce
birinci, sonra ikinci parti liderine görev vereceğim" sözünü
unutarak, Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Sen ki Beştepe'nin yolunu
bilmiyorsun, sana görev yok" diye kestirip attı.
Aslında Erdoğan bu tutumla, hem niyetini halka açıkça belli etti
hem de Kılıçdaroğlu'nu sıkıntılı bir ziyaretten kurtardı.
CHP de seçime gitmemek, hükümet kurmak için 'elinden geleni yapmış
parti' görüntüsünü pekiştiren yeni bir kozu elde etti.
KOŞULLAR ÇOK FARKLI
Sonuçta Türkiye, güvenlik başta olmak üzere yakıcı sorunlarla
boğuşurken 'ya bu kez çıkarsa' kumarı oynanan bir ülkeye
dönüştürüldü.
Sonucu sandıkta göreceğiz, ama tablo en çok da AKP ve Erdoğan
açısından, 7 Haziran öncesinden çok farklı; neden mi?
"Bu ülkede tek bir şehit kanı akmasın" noktasından, bakanların "Ben
de şehit olmak istiyorum" dediği bir Türkiye'ye gelindi de
ondan.