KÖŞEMİ bugün, 500 yılı aşkın süre önce 'Ütopya'yı yazmış olan Thomas More'a bırakıyorum, ülke yönetenlerin kulağına küpe şu ifadeleri için:
"Efendinizin şerefi ve sağlığı kendisinin değil, halkın zengin olmasına bağlıdır. İnsanlar kralları, insanların yararı için başa getirdiler, kralların yararı için değil. Kendilerini rahat yaşatacak, saldırıdan, sövgüden koruyacak güçlü bir dayanak istediler. Kralın en kutsal ödevi, kendisininkinden önce halkın mutluluğunu düşünmektir. Sadık bir çoban gibi kendisini sürüsüne vermeli, onu en besleyici otlaklara sürüklemeli.
ZENGİN OLMAKTANSA ZENGİNE BAŞ OLMAK
Halkın yoksulluğunu krallığın güveni saymak kabaca ve açıkça
yanlıştır. Kavgalar, kan dökmeler en çok dilenciler arasında
olmuyor mu? Bir devrimi en candan isteyen kimdir? Bugün en yoksul
durumda olan değil mi? Devleti yıkmakta en fazla atılganlık
gösterecek olan kimdir? Yitirecek bir şeyi olmayıp da sadece kazanç
sağlayacak olan değil mi?
Yurttaşların kin bağladığı, hor gördüğü bir kral; halkı ezerek,
soyarak, dilenci durumuna düşürerek tahtında tutunabilecekse
bıraksın krallığı, insin gitsin tahtından. Bu yollarla belki kral
adını elinde tutar; ama ne yiğitliği kalır ne büyüklüğü. Kral
yüceliği dilencilerin değil zengin ve mutlu insanların başında
kalmakla kazanır.
Büyük yürekli Fabricius bu soylu düşünce ile söylemişti şu
sözü:
'Kendim zengin olmaktansa, zenginlere baş olmak isterim. Bir halkın
acıları, iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil, zindan
bekçiliği etmektir.'