ABD birliklerinin Afganistan'dan geri çekilmesine karşı çıkan Silahlı Kuvvetler Komitesi üyesi, Senatör E. Yarbay Joni Ernst (R-İowa), “Afganların kendileri için savaşmalarını nasıl sağlarız, bu hiçbir zaman gerçekleşmeyebilir.” dedi. 88 milyar dolar havaya uçtu başlıkları atıldı. Aslında bu yalnızca askeri alanda açıklanan miktar. 2011'den bu yana birçok harcama, 2017'den sonra bazı kısıtlamalar kaldırıldıysa da hâlâ ABD kamuoyundan, onlar “vergi mükelleflerinden” diyorlar gizli tutuluyor. Biz bu “vergi mükellefi” tanımının gerçeği yansıtmadığını düşünüyoruz. Çünkü bir de ABD toplumunda ve sokaklarında “vergi mükellefi” olabilmeleri bile engellenmişlerin hakları var. Ayrıca sanmayın ki bu paralar Afganlara harcanmış. O da belli değil. Müthiş yolsuzluklar yapıldığı biliniyor. Tek diş kalınca sindirim zorlukları başlar ve için için çürürsünüz. Göreceksiniz artık ABD'nin bütün kirli çamaşırları ortalığa dökülecek. Düşmeye gör.
Ama 1900'lerin başında böyle miydi... Hâlâ o zamandan bu yana Bob Dylan'ın şarkılarında adınız anılıyorsa “gençsiniz” ve “Türksünüz”!(1)
Neden?
Atatürk, 7 Temmuz 1922'de Sovyet Sefiri Aralof'un Yüce İran devletinin muhterem fevkalade sefiri Mümtazüddevle İsmail Han Hazretleri adına verdiği ziyafette bir konuşma yapar. Söze “Doğu'nun masum ve mazlum olan milletlerinin hissiyatını temsil eden insanları bir araya getirmek ve onları dertleştirmekle pek büyük bir vazife” yapan “Aralof arkadaşımız”ı kutlayarak başlar.(2)
Türkiye, Sovyetler Birliği ve İran, o zaman da devrimler coğrafyasında birlikteler.
Neden?