“Türk Hava Yolları (THY), kabin ekibi üniformalarını
değiştiriyor. İtalyan modacı Ettore Bilotta imzalı yeni
üniformalarda antrasit, gri ve bayrak kırmızısı ile prestijli,
ikonik ve ayırt edici bir duruş yaratıldı.”
Haber böyle verildi.
Anlamadıysanız anlatayım. THY kabin ekibinin kıyafetleri değişiyor.
Tasarımını bir İtalyan modacı yapıyor. Fotoğraf çekimini İngiliz
fotoğraf sanatçısı Miles Aldridge gerçekleştiriyor.
E haber de Türk gazetelerinde böyle yazılır elbette.
İstanbul Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB)
üyesi Hikmet Tanrıverdi buna tepkisini şöyle dile
getirdi:
“Bizler milli havayolumuz diye THY ile uçarken, bu kadar
tasarımcımız varken üstelik bu konuda iddialı iken çekimler de
dahil tüm hazırlıkların yurtdışındaki kişilere yaptırılmasını
kınıyor, sorumluları istifaya davet ediyorum.”
CENNETİ YAKTILAR
Türkiye gerçekten bir tekstil cenneti. Ya da “idi” demek daha
doğru. Fabrikalar birer birer yanıyor, kapanıyor. Ona bakarsanız
pamuk ve ipek cennetiydi diye de eklemek gerekir. Birçok dünya
çapında ünlü mü desem yoksa üretimini dünya çapında satabilen mi
desem, firma üretimini Türkiye’de yapıyor. Artık o da “du”
oluyor...
Ah şu “çağdaş” küreselleşme! Açtılar kapıları her şeyimizi fillere
çiğnettiler.
Yalnız üretim değil, tasarım da önemli diyeceksiniz.
Çin’de de öyle dediler.
Bazılarının karalamaya çalıştığı gibi “ucuz işgücüne” dayalı
yalnızca üretimin değil tasarımın da, modanın da merkezi olma
yolundalar. Moda haftalarını göreceksiniz. Bana seslenmiyor,
elbette ama...
FAZLAMIZ VAR
...