Bu millet Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni sevmedi. Benimsemedi. Yadırgadı.
Denetimsiz tek ses.
"Ama o Cumhurbaşkanı!..." Oysa değil artık. Partili başkan.
“Başkan”ın bu kadar kibirli olmasını da kabul etmedi.
Devletlüm senden daha büyük var!
Bu millet basının bu halini de sevmedi.
Hani bazı durumlar vardır ya... Düşmanım bile olsa düşmesin istersiniz...
Sabah... öğle... akşam... sürekli... Kanalların hepsi canlı yayında. Gazetelerin hepsi birinci sayfa, birinci haber.
Orantısız güç gösterisi. Hazımsız.
Etrafındakiler doğruyla değil, şakşakçılıkla yönlendiriyor.
Vatandan, milletten kazanılan hovardalıkla harcanmaya başladı.
Vicdanlara dokundu.
Bu arada futbolu, Başakşehiri de unutmayalım.
Tek taraftarlı takım olur mu?
BIÇAK VE KEMİK
Ama artık en önemlisi... bu millet ne zamandır uyardığımız gerçekle yüzleşmeye başladı. Türkiye ekonomisinin sorunları "a aa cari açık o kadar büyüdü mü..." diye şaşırılan bir rakam olmaktan çıktı. Omuzumuza tık tık vuran, ürkütücü bir olgu oldu. En kalabalık mitingi EYT’çiler yaptı. Düzenli gelir yakıcı ihtiyaç çünkü.
Emekliler de ise acaba ödenebilecek mi korkusu.
Gençlerde işsizlik.
Kentsel dönüşümcüler ortada kaldı. İnşaatlar yarım. Müteahhitler kaçak. Yan sanayisinin ucu ta fayans üreten Eczacıbaşı’na bile dokundu.
Pazarlarda bile tezgahtan tezgaha açıktan "reis" övgü şakası yapılamaz oldu.
Evet, vatanımız... birliği... bütünlüğü... hepsinden önemli.
Ama dikkat!
Tutarsızlıklar art arda. Verilen fotoğraflar....