2022’de BM Genel Kurulunun 76. Oturumunda, 24 Haziran “Diplomaside Kadın Günü” olarak kutlanmaya karar verildi. Son dönemde özellikle Asya ülkelerinde kadın hakları “sürdürülebilir kalkınma” açısından da önemli görülüyor.
Üretime katkı açısından gökyüzünün ve yeryüzünün yarısı kadın emeği, kuşkusuz çok tayin edici. Türkiye’nin bu konudaki gerçek rakamlarına ulaşmak için elbette kayıt dışı rakamlarını da hesaba katmak gerekir. Özellikle tarım alanında ve KOBİ’lerde oranlar çok yüksek. Türkiye ekonomisinin belkemiğini bir anlamda her şart altında sağlam tuttukları da somut bir gerçek.
Gelelim devlet yönetimine. Karar verici konumlara.
Türk kadını Cumhuriyet’in kuruluşuna etkin olarak katıldı. Seçme-seçilme hakkı tartışılırken ilk “evini yöneten kadın, köyünü de yönetebilir” anlayışıyla başlandı. Çok kısa süre sonra gerisi geldi.
Kadınların çalışma yaşamına girmesinin önü bir tek yasalarla tanınan haklarla açılmıyor. O “hakları” kullanabilme ortam ve koşullarının da birlikte yaratılması gerekiyor. Eskiyi besleyen köklerin sökülüp atılması gerekiyor.
30 yıl önce Kuzey Kore Cumhuriyeti’ne ilk gittiğimde en özendiğim konulardan biri olmuştu. Özellikle diplomat ve hekim anneler için çocuklarınızı gece yatısına ya da birkaç günlüğüne bırakabileceğiniz kreş ve yuvalar vardı.