Hep istedim Silivri'deki Fethullahçı Terör Örgütü duruşmalarına gideyim. İçim kaldırmadı. Sanki kısasa kısas gibi. Öyle ya yalnız gazeteci değildim. Hem eşimden hem oğlumdan, çift dikiş taraftım. Oysa hiçbir aşamasında öyle düşünmedim.
Daha ünlü Beşiktaş Adliyesi'nde ilk tutuklanıp götürüldükleri sabah otobüsün ardından demiştim. “Atatürk hakkında da idam kararı verildi. Ama hiçbir zaman uygulanmadı. O kararın altında imzası olanlar mahkum oldu... Göreceksiniz...” Gazetelerde var. Anlamamışlar. Kocasını Atatürk'e benzetti diye yazmışlardı. Oysa biz “Atatürk gibi” düşünüyorduk.
Maddeyi anlıyorduk.
DOĞRU HEDEF DOĞRU SİYASET
2018'in Şubat'ında Ankara'da avukat arkadaşlar müdahil oldukları
Sincan'daki Genelkurmay Çatı Davası'na gidiyorlardı. Hemen atladım
arabaya.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi. Fethullahçı Terör Örgütü’nün 15
Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay
Başkanlığı’ndaki eylemlere katıldığı ileri sürülen 224 sanık
yargılanıyor. (Aydınlık, Rüzgargülü, “Bu gözler Fetö'nün
yargılanmasını da gördü”, 25 Şubat 2018. İnternette var, lütfen
girip okuyunuz.)
İçinden dışından çok cezaevi gördük biliyorsunuz. Yıldırım Bölge,
Mamak, Diyarbakır, Haymana, Tekirdağ, Silivri...
Daha öncekilere kıyasla Silivri bile bize “Hilton gibi”
gelmişti...
Çünkü her girdiğimiz yerde doğru mücadeleye devam etmiştik.
Doğru hedef.
Doğru siyaset.
Doğru zemin ve örgüt.
Ve kazanımlarla çıktık.
Her seferinde karşı taraf geri adım attı.
Emperyalizmin her geri adımı Türkiye için ileri adımdır.