“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” Cumhuriyet Devrimi’nin temel ilkesidir.
Bu, Kemalist liderlerin sıklıkla vurguladığı gibi tozlu kitap raflarından öğrenilen bir ilke değildir. Savaş alanında canlar verilerek kazanılmıştır. Pek kıymetlimizdir. Her sözcüğünü hak ediyoruz. 17 Şubat 1926’da Medeni Kanun TBMM’de kabul edilene kadar bu millet neler yaşadı...
1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırıldı.
5 Kasım'da, İstanbul'da, binlerce halk ve öğrenci Sultanahmet Meydanı'nda toplandı, büyük bir miting yaptı. Üç yıl önce Sultanahmet ve Ayasofya Cami-i Şerifleri arasında dalgalanan siyah ve matemli bayrakların yerine, kırmızı bayraklar asıldı. (Tevhid-i Efkâr, 6 Teşrin-i sâni 1338/6 Kasım 1922, Numro:507-3535.)
Dar-ül-fünûn tarafından düzenlenen bu mitingde birçok konuşmalar yapıldı, marşlar söylendi. Nezire Hanım adlı bir konuşmacı da, duyduğu sevinç ve mutluluğu şöyle dile getirmiştir:
"Bugün Türk tarihi en büyük günlerinden birini yaşıyor. Esasen Türk Milleti'nin bu son senelerde, asırların hazırlayamayacağı büyük inkılâplar geçirmesi, kendi kendisini idare edebilecek bir şuur vermiştir. Artık Türk Milleti kendi kendinin hâkimidir ve kendi hâkimiyetinden başka bir hâkimiyeti tanımaz. Bu millî ve ulvî hakikatin yaşandığı bu mesut ve mukaddes günü tebrik etmekle iftihar ederiz. Yaşasın Hâkimiyet-i Milliye, Yaşasın Milli Ordu ve onu hazırlayan büyük kalpli Anadolu Kadını!" (Vakit, 5 Teşrin-i sâni 1338/4 Kasım 1922, Numro:1759, Aktaran, Betül Aslan, Belleten, c.66, Sayı:245, s. 95-122, Nisan 2002)