Bazı siyasi partilerimizin liderleri seçime doğru yollara
çıkmaya başlar. Hatta genel yorumlardan biridir. Dolaşmaya
başladıklarında “ne oluyor yoksa erken seçim mi… gelecek” bile
dersiniz.
Çünkü seçimden seçime sefere çıkarlar.
Bir örnekleme yapalım.
Bizim altılı Parti başkanları da bir süredir yollarda. Son grup
toplantısında yaptıkları konuşmaları da dinledim. Hemen her
toplantıda bu gezilerinden konuşmalar paylaşırlar. Şu esnaf şöyle
dedi, bu vatandaşımız böyle dertli, derler. Hatta bazılarını
kürsüye de çıkarıyorlar. Şikayet… acı… dert… yakınma… Kuşkusuz
bunlar gerçekler. Son dönemde giderek artıyor.
Gerçi reklam şirketinin arada işin kolayına gidip sahtelerini de
bulup çıkardığı olmuyor değil.
Liderler de gezdikçe bu dertleri sanki ilk kez duyuyormuş gibi
aktarıyorlar. Bakın burası doğrudur. Birçoğunu ilk kez duyuyor
olabilirler. Birbirleriyle didişmekten kimse ilgilenmiyordu ki…
Gidip dolaşıp dinliyorlar da kendilerinin de çok akıllarında tutmadıkları da belli..
Çünkü prompter kazalarında tıkanıyor kalıyorlar. İki cümle daha kendiliğinden ekleyip konuşmasını devam ettiremeyen Parti başkanları!
Ah o ithal “seçim stratejileri” siyasi parti liderlerine neler yaptırmıyor!
Bir gün öncesine kadar Abdülhamid Hancıyken birden keskin kılıç istibdada karşı mücahit ittihatçı Türk kesiliyorsunuz. Ses yükseliyor. Gelsin alkışlar.
Nasıl bir yabancılaşma.
Karnınıza “prompter” makinesi kaçmış.
Eskiden tiyatroda filan Fransızca kökünden türetilmişi kullanılır...