KOBİ istatistikleri verilerine göre Türkiye'de kayıtlı 3 milyon 427 bin 891 işletme vardı.
2023 Mayıs ayında yapılan son düzenlemeyle KOBİ tanımında kullanılan kriterler güncellendi. Buna göre; 250 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 500 milyon lirayı aşmayan işletmeler KOBİ olarak tanımlanacak.
Ancak önemli soruyu baştan soralım.
“Bankalar hangi ölçütlere göre KOBİ tanımı yapacak, yeni tanım bankaların bilanço tanımlarına uyacak mı, kamu bankaları nasıl bir pozisyon alacak…” "Kredi garanti sistemi kapsamında KOBİ başına kullanılabilecek azami kredi garanti limitlerini artırılması” çözüm olacak mı…
Bu Türkiye ekonomisinin geleceğiyle ilgili önemli bir soru.
KOBİ’ler nefessiz kaldı. Onlara can suyu lazım.
Çünkü:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99’dan fazlası KOBİ. Toplam istihdamın yüzde 74’e yakınını sağlıyorlar. Türkiye’deki işletmelerin toplam cirosunun yüzde 64.5’ini, toplam ihracatın da yüzde 56.3’ünü gerçekleştiriyorlar.
Bütün bu rakamlara bir de Türkiye’nin gerçeği kayıtdışılığı da ekleyin. Örneğin istihdam. Asgari ücreti bile ödemede bile zorlandıklarında, sigortası vb de eklediğinizde çaresiz kalıp kaçağa başvuranları, ailecek işgücü katılımını da hesaplayın…
Onlar Türkiye’nin belkemiği. Türkiye sallanır, yuvarlanır ama bir biçimde ayakta kalmaya devam eder. Türkiye’yi ekonomide ve siyasette kar, kış, boran demeden sağlam ve sağlıklı tutan işte bu KOBİ’ler.
KOBİler en ağır darbeyi ne zaman aldı? Örneğin Gümrük Birliği…
Yani küreselleşme, yani sınırların kaldırılması.
Geldiler ezdiler geçtiler.
Zaten arkasından 2001 buhranı geldi. Çin Halk Cumhuriyeti de kalkınmasını KOBİ’lere borçlu. KOVİD salgını sırasında ilk iş, hemen o hafta toplandılar ekonomide bazı kararlar aldılar. İlk sırada KOBİ’leri nasıl destekleriz vardı… bütün Atlantik ekonomileri şimdi bile o sarsıntıları atlatamamışken Çin büyümeye devam etti.
Türkiye de öyle. Can suyu KOBİ’ler. Hatta Türk insan kaynağının önemli farklılıkları ve üstünlükleri de var. Kaç tane KOBİ tanıyorum, salgın sırasında çekilen yabancı üreticilerin “neden biz de yapmayalım…” deyip yerini alan, hatta işi beş misli büyüten… hatta hatta dünya sıralamalarına fırlayan… örneğin kedi kumu üretiminde. Gülmeyin, kedi kumu deyip geçmeyin dökerim rakamları önünüze…
AR-GE harcamalarının önemli bölümünü de onlar karşılıyor En fazla ihracatı Avrupa’ya ve komşularımıza yapıyorlar. İmalat sanayi ve giyim ihracatı başta. En fazla ithalatı ise Asya’dan yapıyorlar. Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 25,3’ü e-ticaret faaliyetlerinde bulunduklarını, yüzde 19’u ise önümüzdeki dönemde e-ticarete başlamayı planladıklarını belirtiyor.
Bu sonuç işletmelerin önemli bir kısmının e-ticaretin sunduğu fırsatları değerlendirerek mevcut faaliyetlerini büyütmeye hazır olduğunu gösteriyor. Ancak bilgi eksikliği olduğu da rakamlara yansıyor.
Güya 25 Ekim 2022 Resmi Gazetede yayımlanan 2023 Yılı Cumhurbaşkanlığı programında 2023 yılında KOBİ’lerin ihracat içerisindeki payının yüzde 60’a, AR-GE harcamalarındaki payının ise yüzde 25’e yükseltilmesi hedeflenmişti.
Ne oldu? Öyle bir ekonomi yönetimi kuruldu ki…
Vurdular KOBİ’lerin beline kazmayı. Hepsi kıvranıyor. İşlerini, üretim yatırımlarını krediyle döndüren işletmeler. Kazanıp ödeyen. Bankaların kapıları yüzlerine kapandı. Zaten Batı’da bir talep daralması var. Ardı ardına en büyükleri bile resesyona giriyor.
Çok tehlikeli.
Daha önce geçtik biz o yollardan.
Türkiye kendi ayaklarına kurşun sıkamaz! İzin verilmeyecektir.