Size bir şey söyleyeyim mi? Sevinin. Biz nasıl bir güzel milletiz. Türküyle Kürdüyle... İçiniz rahat etsin. Kimsenin gücü bizi bölmeye yetmez. Kanıtlı konuşuyorum. Geçen hafta Cumartesi günü Ankara’nın en büyük, en güzel otellerinden birinde Doğu ve Güneydoğu’nun önderlerinin Vatan Partisi Genel Başkanı’nın çağrısı üzerine bir toplantısı oldu. Basına ve kamuoyuna kapalıydı.
Ama işte dayanamıyorum sevinçten, birazcık yazıyorum.
120 kişi kadardık büyük masanın etrafında. Hemen her kentten, her boydan, aşiretten, her meslekten, her görüşten bölge insanı vardı. Bizzat köyünden, ilinden kalkıp gelen Türkiye’nin geleceğine ilişkin kaygıları olan insanlar. Bilmem kaç aşiretin reisi, (onlar kanaat önderi diyorlar, biraz da artık gerçekten öyle olmuş ilişkiler) işadamına, eski Meclis başkanına, bakana, milletvekiline, avukattan adli müşavirden, öğretmenden gazeteciye, korucudan bölgede görev yapmış orgenerale, gençten yaşlıya... Her parti kökeninden, AKP’den Vatan Partisi’ne, CHP’ye, Büyük Birlik Partisi’nden, ülkücüden Barzanici’ye... Herkes birbirini dinledi. Tartışıldı, her türlü hatta bazı uç fikirler de dile getirildi ama havada sandalyeler uçuşmadı, hakaretler, ağız dalaşları, laf yarıştırmaları gevezelikler olmadı.
Sorunlara çözüm arandı.
Perinçek’in, toplantıyı bitirirken söylediği gibi: “Öyle bir Meclis oluşturduk. Demek ki bu ülkeyi yönetmeliyiz!”
Hatta içimizden birini bakan bile atadık.
İnanın hayalini kurdum.
Gördüm onları Meclis kürsüsünde.
Belediye başkanlıklarında.
İçim bir rahatladı bir rahatladı.
Çözüm var.