Şule Perinçek Aydınlık Gazetesi

Twitter'da daha mı özgür olacağız

Elon Musk, Twitter'ı yaklaşık 44 milyar dolara satın aldı. Bizim basına Kılıçdaroğlu'nun elektrik gündeminden, aday mı değil mi tartışmasından sonra yeni malzeme çıktı. Acaba neden aldı?...

01 Mayıs 2022 | 111 okunma

Elon Musk, Twitter'ı yaklaşık 44 milyar dolara satın aldı.
Bizim basına Kılıçdaroğlu'nun elektrik gündeminden, aday mı değil mi tartışmasından sonra yeni malzeme çıktı.
Acaba neden aldı? Türkiye'yi nasıl etkileyecek... Özgürlük getirecek mi?
Biraz klasik olacak ama... Biz diyoruz ki... Yani dünya nüfusunun neredeyse yüzde 98'i:
-Yanıyoruz... yangın vaaar!
Siz diyorsunuz ki evin perdeleri kirlenmiş... Acaba hangi deterjanla yıkasam... Torbasının rengi ne olsa... Hadi bugün bunu tartışalım...
Yok... Hakkını yemeyelim... Bizim kanallarda, “Elon Musk ABD Başkanı olabilir mi...” o da tartışılıyor. ABD Başkanı olmanın koşulları masaya yatırıldı. ABD doğumlu olmak, son 14 yıl ABD'de yaşamak... Bir üçüncü koşul daha vardı unuttum... Gerekiyormuş...
Pek münasip. Böyle başa, böyle başkan.
Güney Afrika doğumlu. Hayde... ABD fırsatı kaçırdı.
Ama niyeti zaten Twitter'ı almakla dünya başkanı olmakmış.
Ha bu arada Elon Musk'ın Asperger sendromu varmış. Otizmin bir alt türü.
Dahiliği oradan mı geliyor?
Ama öyle demeyin, O dünyamızı kirlenmekten ve fosil yakıtlardan kurtaran müthiş bir çevreciymiş. Devrimciymiş... İklim değişikliği için mücadelenin lideri. Güneş enerjisi ve elektrikle çalışan araba üretme çabaları malumunuz.

Kimi de Musk'ın getireceği ifade özgürlüğüne bayılıyor. New York Times'ın dileklerine göre “Musk’ın vizyonerliği, çocuksu heyecanları ve tutkusu, umarım bu önemli sosyal mecrada karşılık bulur”muş... “Vizyonu” da bu arada uzay turları oluyor.
Amerikan milletinin çoğunluğu istediği kadar “Yanıyorum, susuzum” desin... ne gam.
Musk'ın kendisi bile Twitter'da bir olay zaten.Tuhaf komplo teorileri, kadınlara ve çocuklara karşı attığı twitler nedense hemen unutuldu.
Şımarık, artist, kimseyi umursamayan halini nasıl sempatik buluyorlar hiç anlamıyorum. Her şeyi yapabilme ve söyleyebilme gücünü “dahiliği” sayesinde damdan düşercesine kazandıklarına bağlı gören, haydan huya savuran bir “iş insanı mı” hayır! Son sözcük doğru değil.
O bir iş insanı bile değil, bir “zengin”!
Gücü o.
“Onunki miras yoluyla, aptal şansıyla, tekelleşme veya sübvansiyonlarla ortaya çıkmış bir zenginlik değil”miş.
Böyle ifade edince çok etkileyici doğrusu (!)
Peki, nasıl bir zenginlik?
Dünyanın birden ortaya çıkan, dün yok bugün var, yarın ne olacağı belli değil en zenginleri artık üretimden kopuk sosyal medya oyuncuları, yazılımcıları, buluşçuları, mafyatikleri...
Yatlar, katlar, abartılı şatafat...
Yöneticileri ise toplumdan, programdan, çözümden kopuk hatta en babası merdivenden çıkmaktan aciz diyordum, artık o evreyi bile geçtik; kafasını dik, gözlerini açık tutmaktan aciz siyaset oyuncuları.
Dünya ne yazık ki Atlantik yakasında artık bunlara kaldı.
Çöküş döneminin fenomenleri.

Bir de bizim bu taraflarda oyuncu arıyorlar.
Koltuk değnekli siyasetçiler.
Balta olamamış sap arayanların boş umudu.
Neden Twitter, sorusunun yanıtı da burada.
Aslında diğer alanlar daha para getirici.
Elon Musk, önemli değil diyor.
Daha az kullanıcısı var. Facebook ve Instagram'ın milyarlarca; Twitter'ın 220 milyondan az.
O da önemli değil.
Çünkü genel siyasette etkili.
Toplumun geçim derdindeki ortayaş kesiminin içini döküp rahatladığı ya da gençlerin lay lay lom foto paylaştıkları bir “mecra” değil, anlayacağımız.
Siyasetin ve ekonominin liderleri, ünlüler, etkili kişiler buradan sesleniyor. Sinir merkezlerine ulaşıyor. “Milyarları yönlendiriyor”. Dünya çapında neyin nasıl ifade edileceğini, aktarılacağını şekillendirmede önemli bir işlev üstleniyor.
İlk kurucu ortağı Jack Dorsey, mali şirketlerin,Wall Street'in kıskacına girdik, diye yakınıyor. Bir kişiye satılmasından memnun.
Şimdi daha özgür olacakmış.
Peh... peh...
Yağmurdan kaçıyoruz, yani.
“Wall Street”, deyince ABD'de, New York'ta, Manhattan'ın güneyindeki bir sokakta bir arada bulunan, ülkenin önemli finans kuruluşları akla gelir. İşte artık onların denetiminden çıkacakmış Twitter.
İyi kötü ekonominin kurallarını öngörebilirsiniz. O “verimizi” de elimizden alıyorlar. Komik gibi ama... Dünyanın siyasetinin ve ekonomisinin geldiği nokta bu. Hani herkes FED'e gözünü diker ya, ne zaman hapşıracak diye... ABD efendisinin aksırıp tıksırma gücünün bile kalmadığının işaretleri bunlar.
Çöküşten önce Roma!

Elon Musk'ın Twitter'ı satın almasıyla birlikte kripto para piyasaları hemen anında bir gün önceki kayıplarını geri aldı.
Musk'ın daha önce destek verdiğini açıkladığı Dogecoin 24 saatte yüzde 30 yükseldi.
At bi tiwit... oh ne âlâ...
"Kimlik doğrulama" fikri kulağa pek hoş geliyor.
Cazibesine kapılmayan yok, neredeyse.
Hafiften içinden geçiren de var belki: Tazminat kapıları mı kapanacak?
Hemen üzerinize alınmayın.
Bu parlak fikir en büyük sorunlardan birine çözüm amacında. Çünkü kripto para dolandırıcılığı özellikle bu spam hesaplar üzerinden yapılıyor.
Bu arada, bize ne demeyin.
Türkiye, Avrupa'da en önemli ikinci kullanıcı.
Dünyada ilk onda.
Olsun, değil Biden, yetmedi Elon Musk kim gelirse gelsin gücü bize yetmeyecektir.
Biz dünyanın üreten, gelişen, umutlar besleyen, hedefleri olan önemli bir ülkenin milletiyiz.
Uygarlık kurucusuyuz.
İnşa faaliyetine başladık.
Önemli olan yerimizi doğru saptamak.
Kararlı bir biçimde uygulayacak bir güç oluşturmak.
Sosyal medyanın önemli bir iletişim aracı olduğu doğru.
Yelkenlerine rüzgarı kim üfleyecek.
Yükselen Asya'nın nefesi yeter de artar bile.
Belki hep birlikte gücümüzü birleştiririz.
Yepyeni bir seçenek üretiriz.

PKK’lı Şafak Duran’ın e-Devlet’ten aldığı, işe girerken İBB’ye verdiği “Adli Sicil Belgesi” temizmiş.
Hadi yaptınız gizli bir anlaşma.
Oyların bedelini ödüyorsunuz.
Bari başınıza sonradan bela olmasın diye inceleme yapsanıza.
Arşiv taraması istesenize.
Hakkında soruşturma var.
Getiren belli.
Bilmediğinizden değil.
Bile bile.
“Terörle mücadele ekipleri gözaltıyı neden teröristin ikametinde yapmadı?” diye hesap sormanızdan da belli.
Neden bizim Ulusal Strateji Merkezi'nde çalıştığım arkadaşlarımın arasından ya da 20 yıl Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım Atatürk'ün Bütün Eserleri'nin çalışanları arasından bir tane bile çıkmıyor da İBB'de ardı ardına PKK'lılar sökülüp geliyorlar.
Çünkü biz adli sicil kağıdına bakmadan yanıtını biliyoruz.
Siz de biliyorsunuz.
Ya bir de iktidara gelseniz, adli sicil kağıdını eline tutuşturup bakan koltuğuna oturtsanız ne olacak.
Onun için gelemeyeceksiniz!
İşte o kadar.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türk rüyası gerçeği 24 Kasım 2024 | 663 Okunma FETÖ’nün sahibi ortak akıl boşuna çalışıyor 21 Kasım 2024 | 984 Okunma Ah o paralar güçlü millî bir yönetimin elinde olsa 17 Kasım 2024 | 599 Okunma Vatan Partisi yurt dışında yaşayan kahramanlara seslendi: Türkiye güçlü olursa yurt dışında yaşayan yurttaşlarımız da güçlü olacaktır 14 Kasım 2024 | 1.190 Okunma Devrim zamanıdır kimse durduramaz 10 Kasım 2024 | 82 Okunma