CHP Kurultayı yapıldı. Ne oldu? Kum da sel de gitti. Arda bir
şey kalmadı. Kurultay boyunca ne tartışıldı?
Medyanın kafasında kasklı muhabirleriyle Gazze haberlerinden sonra ikinci sırada Polat
ailesinin gecekondudan dolar bigudilerine uzanan kara maceraları
vardı. En son vah vah çocuklarına şimdi kim bakacak telaşı
sarmıştı. Artık orda pes ettim. Acar haberciler cezaevinden özel
haber yapmaya başlarlar… Arkası yarın izleyiniz.
Bu arada Türkiye’nin “ana muhalefet” Partisi Kurultay yaptı. Nur
topu gibi bir haberimiz oldu. Kim hançerledi! Bir genel başkan
adayı “arkadan hançerlendim” dedi… Acaba kimi kastetti. Öteki aday
bizde hançer yok dedi… Var mı acaba? Yok mu acaba? Programlar,
danışmanlar, yorumcular seferber. Bu kez ellerinde sopaları ve
duvarda haritaları yoktu ama uzuuun uzuun “hançer” tartıştılar.
Haksızlar mı, değiller. Çünkü Kurultay'da Türkiye'nin sorunları hiç
konuşulmadı ki. Kimi nasıl milletvekili yapacaksın, Parti
organlarına onu nasıl seçtin, bunu seçmedin, gördünüz mü örgütlerin
parasını artıracağım deyince, ötekine oy verecekler bu adayı
alkışladı...
Şöyle dedi, böyle yaptı. Biliyordu… Neden söylemedi…Yok
bilmiyordum.
Ortada kaldı. Biri doğruyu söylemiyor.
Kurultay kürsüsünden kişisel çekişme.
Ortak noktaları Selahattin Demirtaş’tan, Sezgin Tanrıkulu’na,
FETÖ’cü, PKK’cıya uzanan dar yelpaze.
Türkiye yanıyor baylar, bayanlar! Sanayici kıvranıyor. İşçi
bunaldı. Çiftçi derdine derman arıyor. Nefesi kesildi. Kiracı ayrı,
ev sahibi ayrı yakınıyor. Öğrenci, bırak tiyatroya gitmeyi okula
gidecek otobüsün parasını denkleştiremiyor.
Türkiye’nin bağımsızlığı, güvenliği söz konusu.
Etrafımız ateş çemberi. Ukrayna, Filistin, Yunanistan… Bağrımızdaki
gerçek hançer… Üsler… Ne diyorsunuz? O çözemez ben çözerim... hiç
duymadık.
CHP yöneticileri hokkabazlık peşinde. Kim kime selamı daha...