Türkiye'miz geçmişte tarih yapılacak eşikleri büyük başarılar kazanarak, devrimler yaparak aşmıştır. Dünyadaki milletlere örnek oluşturacak büyük çözümlere önderlik etmiştir. Yine öyle bir eşikteyiz. Zorluğu yaşıyoruz. Buradan da bir Üretim Devrimiyle çıkacağız.
Bu bir hayal değil.
Zorlukları altedecek, köklü çözümleri yaşama geçirecek milli iradeyi yaratmamız gerekir.
Bu nedenle 1-3 Aralık'ta toplanan çalışmalarına katıldığımız 20. Milli Eğitim Şurası bu açıdan da anlamlıydı.
BMM’nin 23 Nisan 1920'de açılışından sonra hemen ikinci günü, 25 Nisan'da Mustafa Kemal Paşa'nın Meclis'te bir hükümet kurulması tartışmaları sırasında söylediği gibi “Beklemeye müsait olmayan işler” vardır.1