Kavgadan, kandan, kinden, fitneden, sıkıntıdan yana suları
durulmayan İslam coğrafyasında bir bayrama daha ulaştık.
Rabbim bayramı lütfediyor elhamdülillah. Fakat biz İslam coğrafyası
olarak ne kadar günahkârız ki, bayramın ruhunu idrak edemiyoruz,
yaşayamıyoruz, beşerî ve sosyal hayatımıza adapte edemiyoruz. Şu
asr-ı ahirde öyle ihanet şebekeleri peydah oldu ki, kardeşi kardeşe
düşürdü, kırdırdı, Müslüman’ı Müslüman’a düşman etti. Parçaladı,
böldü, yuttu.
Bize İslam coğrafyası sakinleri olarak ya düşman safında yer almak, ya zalimi alkışlamak, ya şaşkınca ve çaresizce ağlamak ve dua etmek düştü! Nerede o uhuvvet, nerede o vefa, nerede o tarih, nerede o fende, hukukta, adalette lider medeniyet? Biz yine de ümitsiz olmayalım, ümitsizlik aşılamayalım. Bu gün bayram günü; bayram ruhunu çevremizle, yakınlarımızla, etraf-ı erbaamızla yaşayalım.
İslam coğrafyası çapındaki problemlerimiz için de dua edelim. Bayramı gösteren Rabbimiz, inşallah coğrafyamıza bir çıkış yolu da gösterir diye ümit edelim.
Biz bayramı barış kılalım inşallah.