Ali Karakaş: “Mektubat 729’da geçen ‘yirmi hükümet’ nedir? Avrupa Birliği ülkeleri olabilir mi?”
AVRUPA İKİDİR
Bediüzzaman Hazretleri Avrupa’ya tek pencereden bakmıyor. İki pencereden bakıyor ve Avrupa’yı ikiye ayırıyor:
1- İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi san’atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden Avrupa.
2- Felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiatını mehâsin zannederek beşeri sefahate ve dalâlete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa.1
Avrupa’ya bu iki pencereden bakmazsak Avrupa’yı okuyamayız. İki Avrupa’dan birincisi hak, hukuk, hürriyet ve adalet esaslarıyla kurulan Avrupa Birliği’nin mimarı. İkincisi zulmetin, sefahetin, dalâletin, entrikaların, İslâm âlemi aleyhinde dönen dolapların teşvikçisi veya mimarı. Birinci Avrupa hayrı, vicdanı ve Hazret-i İsa’nın din-i hakikisini temsil ediyor. İkinci Avrupa şerri, nefs-i emareyi, şeytaneti ve deccalı temsil ediyor.
BEDİÜZZAMAN AVRUPA’YI AVRUPA İLE VURUYOR
Mektubat’ta Es’ile-i Sitte’ye, Bediüzzaman, İkinci Avrupa’ya hesap sorarak başlıyor. Yahut, İkinci Avrupa’nın insafsız zalimlerinin yüzüne tükürerek başlıyor. Önce, bu vicdansız gaddarları bize musallat eden Avrupa’nın insaniyetperver maskesi altında vahşi reislerine ve insafsız zalimlerine vuruyor. Ardından Avrupa’nın sahip çıktığı değerlerden olan hürriyet-i vicdan düsturuna uymayan bu İkinci Avrupa’yı ve İkinci Avrupa’nın yolunda giden bizim ülkemizin zalim gaddarlarını Birinci Avrupa’ya şikayet ediyor.