Malatya okuyucumuz: 1- İmamların, cenaze namazı kıldırdıktan
sonra ‘mevtayı nasıl bilirsiniz?’ diye sormalarının ve helâllik
istemelerinin kaynağı nedir? 2- Kabir azabını ruh mu ceset mi
çeker, ruh mu çeker, beraber mi çekerler? Ceset çekiyorsa ceset
zaten çürüyor. Bu da başlı başına bir azap değil mi?”
HÜSN-Ü ŞEHADET BİR MAHŞER BELGESİDİR
Dürüstçe yapılmış hüsn-ü şehadet önemlidir.
İnsanlar dünyayı birlikte yaşıyorlar, mahşere birlikte çıkacaklar. Dolayısıyla birlikte yaşayan insanların, akrabaların, komşuların, aynı mahal sakinlerinin birbirleri hakkındaki hüsn-ü şehadetleri ve varsa haklarını helâl etmeleri veya etmemeleri önemlidir.
İnsanların hüsn-ü şehadetleri birer mahşer belgesi olduğu gibi, ‘hakkımı helâl ediyorum’ sözü de kul hakkının ibrası açısından önemli bir mahşer belgesidir.
Bir cenaze hakkında böyle bir hüsn-ü şehadet ve başkalarının onun üzerindeki haklarını helâl etmeleri beyanı o kişiyi -gerçek yüzünü, gizli hallerini, şahsî amellerinin muhasebesini Allah’a bırakmak şartıyla,- mahşere dönük olarak ibra etmek, yani aklamak demektir.