Adapazarı’ndan Okuyucumuz: Kastamonu Lâhikasında bulunan şu
cümleyi müşahhas bir misal ile açıklar mısınız?
“Siyasî geniş daireleri merakla takip edenlerin, küçük daireler
içindeki vazifelerinde maddî ve manevî pek çok zararları olabilir.
Ya aklını dağıtır, manevî bir divane olur; ya kalbini dağıtır,
manevî bir dinsiz olur; ya fikrini dağıtır, manevî bir ecnebî
olur.”1
DEHŞETLİ BİR SUAL
Asa-yı Musa’nın Dördüncü Meselesinde Bediüzzaman İkinci Dünya Harbi günlerindeki (yaklaşık 1939-40 yıllarında) bir haliyle alâkalı dehşetli bir suale cevap veriyor.
Sual şöyledir: “Küre-i arzı herc ü merce getiren ve İslâm mukadderatıyla alâkadar olan bu dehşetli Harb-i Umumîden elli gündür hiç sormuyorsun ve merak etmiyorsun. Hâlbuki bir kısım mütedeyyin ve âlim insanlar, cemaati ve camiyi bırakıp radyo dinlemeye koşuyorlar. Acaba bundan daha büyük bir hadise mi var? Veya onunla meşgul olmanın zararı mı var?” Bediüzzaman bu suale vazife ve merak dairelerini temele alarak cevap veriyor.