Eyüp Öztekin: “Tesadüf nedir? Tevafuk ile arasındaki fark nedir?”
MÂNÂ OLARAK TESADÜF VE TEVAFUK
Tesadüf sözlükte “rastlantı, rast gelmek, kendiliğinden olmak” gibi manalara gelir. Tevafuk ise, İlâhî iradenin bir şeyi diğer bir şeye denk getirmesi, Allah’ın bir şeyle diğer şeyleri hoş ve zarif biçimde uyumlu kılması gibi manalara geliyor.
Tesadüfte bir başıboşluk ve başıbozukluk vardır. Tevafukta ise İlâhî kudrete sımsıkı bağlılık esastır.
Tesadüf, felsefede her şeyin bir rastlantı sonucu meydana geldiğini, İlâhî iradenin söz konusu olmadığını savunan ateist görüşün en temel kavramıdır. Tevafuk ise her şeyin İlâhî iradeye bağlı olarak meydana geldiğini, hiçbir şeyin rastlantı olmadığını, kâinatta rastlantıya ve tesadüfe asla yer olmadığını ifade eden Kur’ân hikmetine bağlı bir kavramdır.
Tesadüf ayyaşlığı, serseriliği, hedefsizliği, kararsızlığı, rast geleliği ifade eder.
Tevafuk ise İlâhî İradeyi tanımayı, inanmayı ve teslim olmayı ifade eder.
TESADÜF, TABİAT VE ŞİRK
Bizim bilincimiz dışında olmakla beraber, Allah’ın iradesi çerçevesinde gelişen olaylar serisinin bir tanesine bile “tesadüf” denmesine Risale-i Nur şiddetle karşı çıkar; bunu küfürle eş sayar ve böyle tesadüfe ancak “serseri” lâkabını uygun bulur.1 Âlemde her şey o kadar Allah’ın iradesine bağlıdır ki; hiçbir şekilde “âlemde tesadüfe yer yoktur.”