Semih Kodarlak: “1- Kur’ân’ın birçok âyetinde düşünmemiz istenirken, müşahhas delil gösterilmeden iman kavramından söz edilmesinin hikmeti nedir? 2- Yaratıcı’nın ibadet istemesinin hikmeti nedir? Sevgi içimizde değil midir? 3- Peygamberler de insan oldukları halde, onlara Allah’ın varlığı somut bir şekilde ispatlanıyor. Peki diğer insanlardan bu neden esirgeniyor? Burada ayırım yapılmış olmuyor mu?”
BÜTÜN ÂLEM MÜŞAHHAS DELİLDİR
İslâmiyet’te iman, gayba imandır. Bununla beraber, imanın özünde istediğiniz tarzda müşahhas delil sayısız derecede vardır.
Bütün âlem sonsuz kudrete, rahmete ve san’ata delildir. Bunca âlem, bunca yaratılmışlar ve bunca eserler Yaratıcıya, kudret ve rahmet sahibine ve Sani-i Zülcelâl’e sayısız müşahhas delilden başka bir şey değildir.
Kur’ân birçok âyetiyle aklımıza müşahhas delil sunar.
Meselâ der ki: “Hayvanlarda size deliller vardır: Zira size onların karınlarındaki işkembe ile kan arasından, halis bir süt içiriyoruz ki içenlerin boğazından afiyetle geçer.”1
Kan ve fışkı ortasında süt yaratan Hâlık Teâlâ, kendi varlığına ve rahmetine delil olarak sütü gözümüze sokuyor!
Bundan daha müşahhas delil olabilir mi?