Nadir Budagov: “Şu ifadeyi açıklar mısınız? 26. Söz: “Evet, eğer abd, hàlık-ı ef’âli bulunsaydı ve icada iktidarı olsaydı, o vakit ihtiyârı ref’ olurdu.”
MEYELAN VEYA TASARRUF
İnsanın fiillerinin faili konusu, Ehl-i Sünnet mezhepleriyle Mutezile mezhebi arasında ihtilaf edilen konulardan biridir.
Ehl-i Sünnet mezheplerine göre kulun iradesinin özü, “meyelân”dan ibârettir. Yani cüz’î irâde, fiillerimiz öncesinde bilincimizde meydana gelen bir ön meyildir. Biz bir şeye meylederiz, bizim meylimizin hemen ardından, yani bizim niyet ve yönelişimizden hemen sonra Cenab-ı Hak yöneldiğimiz fiili yaratır. Ancak meyil ve yöneliş bize ait olduğundan sorumluluk da bize aittir; Yaratıcı sorumlu değildir.
Mâtüridî’ler ve Eş’ârî’ler kulun yönelişinin özünde yatan “meyelân”ın, yani ön meylin statüsünü ve kime ait olduğunu tartışmışlardır. Mâtüridî’lere göre meyelân îtibârî bir emirdir, yani farazî (teorik) bir varsayımdan ibarettir; kula verilebilir. Fakat bu meyelân Eş’ârî’lere göre farazî değil, mevcuttur. Fakat bu meyelandaki “tasarruf” farazîdir ve kula aittir.
Bedîüzzaman Hazretleri burada her iki mezhebi birleştirir. O’na göre ister meyelan olsun, ister meyelandaki tasarruf olsun; her ikisi de nisbî bir emirdir, yani farazî bir semboldür, yani varsayılan bir hattır; hakîkî bir vücudu yoktur. Yani bu meyelan veya bu meyelândaki tasarruf bir varsayımdan ibârettir. Varsayım ise, tam bir illet istemez. Dolayısıyla küllî irâde, yani Allah’ın irâdesi kulun irâdesini ortadan kaldırmaz.
SORUMLULUK KULA AİTTİR
Öyleyse, o farazî emir nasıl bir hareket yapar ki, hemen arkasından dilediği şey İlâhî kudret tarafından yaratılır ve sorumluluk kula ait olur?
Saîd Nursî Hazretlerine göre, meyelan denilen bu emr-i itibârî bir rüçhâniyet kazansa, yani her hangi bir şey içimizde binlerce tercihler içinden bir tercih olarak doğsa ve diğer tercihlere nazaran üstünlük kazansa, onu fiiliyata geçirebiliriz. O anda onu terk edebilir veya yapabiliriz. İşte tercih ettiğimiz şey kötü bir fiilse, yani meylettiğimiz ve yöneldiğimiz şey çirkin bir iş ise, Kur’ân o anda insana diyor ki: “Yapma! Şerdir! Haramdır!”