Süleyman Kösmene Yeni Asya Gazetesi

İslâm’da doğru bilginin kaynakları nelerdir?

Salih Bey: “İslâm’da doğru bilginin kaynakları nelerdir? Her duyduğumuzu doğru bilgiden sayabilir miyiz?”İSLÂMİYET ZÜLCENAHEYNDİR Her duyduğumuzu doğru bilgiden saymayı Kur’ân nehyediyor....

27 Şubat 2017 | 6.369 okunma

Salih Bey: “İslâm’da doğru bilginin kaynakları nelerdir? Her duyduğumuzu doğru bilgiden sayabilir miyiz?”
İSLÂMİYET ZÜLCENAHEYNDİR

Her duyduğumuzu doğru bilgiden saymayı Kur’ân nehyediyor. Kur’ân’a göre doğru bilginin kaynağı 3’tür: 1- Akıl, 2- Vahy, 3- Duyular.

İslâmiyet zülcenaheyndir. Yani iki kanatlı bir dindir. Hem aklı, hem teslimiyeti esas alır. Hem kullar nezdinde Allah’ın mesajı, hem Allah nezdinde kulların duâsı hükmündedir. Hem Allah’ın vahyinden ibarettir, hem kulun Allah nezdindeki makbul kulluğunun resmidir. Hem vahyi, hem aklı, hem duyuları ciddiye alır. Hem dünyayı, hem ahireti mamur eder. İslâmiyet hikmet dinidir. Çünkü Allah Hakim’dir. İslâmiyet Hakim ismine mazhar, baştanbaşa hikmetten ibarettir. İslâmiyet, Kur’ân’ın “Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çok büyük hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar.”1 Âyetine mazhar bir dindir.

Asrımızda tek hâkim din İslâmiyet; İslâmiyet’in Hakim ismine mazhar güçlü bir yorumu da, yaklaşık yüz yıldır zuhur etmiş bulunan Risale-i Nur hareketidir.

İSLÂMİYETTE AKIL VURGUSU

İslâmiyet akla hitap eder. Emirlerini, esaslarını, rükünlerini, nehiylerini, mesajlarını aklın idrakine sunar. Kur’ân akletmeyi önemser ve hak ve hakikati tesbit, ispat ve ikna için bütün sorusunu akla sorar. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Kur’ân bürhan-ı aklîye istinat eder ve bütün hükümlerini akla tesbit ettirir.”2

İslâmiyet’te iman etmenin öncesinde akletmek ve düşünmek vardır. Aklı olmayanın dini ve imanı yoktur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zerreler beka âleminin cüzleridir 22 Nisan 2018 | 233 Okunma İnsan yaratılışı kopya edemez 02 Ekim 2017 | 244 Okunma Duânın en tatlı meyvesi nedir? 30 Eylül 2017 | 509 Okunma Celcelutiye’de niçin Süryanice kullanıldı? 29 Eylül 2017 | 632 Okunma Ye’cüc ve me’cüc çıkmış mıdır? 28 Eylül 2017 | 718 Okunma