Antalya’dan Hasan Çeşitoğlu: “Kabul olmayan duâdan Allah’a sığınmak ne demektir? Peygamber Efendimizin (asm) böyle duâsı var mıdır?”
Kabul Edilmeyen Dua
Bir hadiste mealen böyle bir duâ örneği vardır. Hadisin tamamı şöyledir: Zeyd bin Erkam (ra) demiştir ki: “Resulullah (asm) şöyle duâ etmemizi emrederdi: “Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, ihtiyarlığın bunaklığından, kabir azabından Sana sığınırım. Allah’ım! Doymayan nefisten, korkmayan kalpten, faydasız ilimden, kabul olmayan duâdan Sana sığınırım.”1
Allah (cc) her duâmıza cevap veriyor. Çünkü Cenâb-ı Allah Mucibü’d-Daavât’tır, yani duâlara cevap verendir. Nitekim Kur’ân’da Cenâb-ı Allah “Bana duâ ediniz; size cevap vereyim”2 buyuruyor.
Fakat duâlarımızın kabul olup olmaması, Cenâb-ı Allah’ın hikmeti ile ilgili bir meseledir. Kulun, -duâ sevabından mahrum edilmemek kaydıyla- duâsı Cenâb-ı Allah’ın hikmetine uygun düşmüşse kabul edilir, uygun düşmemişse kabul edilmez. Kabul edilmediğinde kul duâ sevabından mahrum edilmiş olmuyor. Kul sevabını alır. Fakat duâsı kabul edilmemiştir. Çünkü hayırlısı böyledir. Kul duâ eder; ama hayırlısının ne olduğunu bilemez.
Kul Hayırlısını İstemeli
Bu açıdan kul duâsında hayırlısını istemeli. Hayırlısının ne olduğunun takdirini Cenâb-ı Allah’a bırakmalı. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, kul erkek evlât ister. Cenâb-ı Allah, Hazret-i Meryem gibi mübarek bir kız evlât verir. Bu durumda kulun duâsı kabul edilmedi denilmez. Daha evlâ bir şekilde kabul edildi denir. Aksi takdirde Firavun gibi bir erkek evlât verilseydi, adamın duâsında istediği erkek evlât verilmiş olacaktı; ama hayırlısı verilmiş olmayacaktı!