Salih Bey: “İmam-ı Mübîn ile Kitâb-ı Mübîn’i îzah eder
misiniz?”
İMAM-I MÜBİN, KİTAB-I MÜBİN
İmam-ı Mübîn ile Kitâb-ı Mübîn, iki Kur’ân kavramıdır. Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede: “Biz her şeyi İmam-ı Mübîn’de takdir ettik.”1 buyurur. Bir diğer âyette ise: “Size Allah’tan bir Nûr ve Kitâb-ı Mübin geldi.”2 buyurulur. Kur’ân bir başka âyette, İmam-ı Mübîn’in levhası olan Levh-i Mahfuz’u da nazara verir.3
Kitab-ı Mübîn’den, kelâm bazında Kur’ân-ı Hakim’i; kudret bazında bu büyük kâinat kitabını anlamalıyız. Nitekim Cenâb-ı Hakk’ın Kelâm sıfatının tecellisi Kur’ân-ı Hakîm; Kudret sıfatının tecellîsi de bu şehadet ve gayb âlemi dediğimiz kâinattır.4 Bedîüzzaman’ın tarifine göre Kur’ân ise, bu büyük kâinat kitabının tercümanı ve müfessiridir.5
İmam-ı Mübîn’in, Allah’ın ilim ve emrinin bir kısmına bir unvan olduğunu beyan eden Saîd Nursî Hazretleri, bu terimin şehadet âleminden ziyade gayb âlemine baktığını hatırlatır. Her şeyin görünen varlığından ziyade aslına, nesline, köklerine ve tohumlarına bakan İmam-ı Mübin, mukadderatın bütün olacakları tayin eden bir defteri hüviyetindedir.6
ÇEKİRDEK AĞAÇ MİSALİ
Üstad Hazretleri bu tanımını yine kendisi şöyle açıklar: Her şey Allah’ın ilmiyle tanzim edilmiş bir defterde yazılanlardan ibarettir. Eşyanın neticeleri, nesilleri ve tohumları, ileride yaratılacak mevcûdâtın programını içinde barındırıyor. Meselâ çam çekirdeği Allah’ın çam ağacı ile ilgili emirlerini ihtivâ eden bir küçük program hükmündedir. Hattâ her çekirdek, tekvînî emirlerin cisimleşmiş bir boyutudur.