İstanbul’dan “T&K” rumuzlu okuyucumuz: “Kâfirler âhirette ‘Rabb’in’ diyorlar. Acaba Rabb’i tanımadıklarından mı, yoksa Allah onların ‘Rabb’im’ demesini istemediği için mi?”
AHİRET YAKÎN YERİDİR
İnkâr veya îmânla imtihan olduğumuz yer dünyâdır. Âhiret ise yakîn, yani kesin bilgi yeridir. Orada inkâr etmek ne mümkün? “Sur üflendiği zaman kabirlerinden Rab’lerine doğru koşarak çıkarlar. ‘Vah hâlimize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu, Rahmân’ın vaadinden başka bir şey değildir! Meğer Peygamberler doğru söylemişler!’ derler.”1
Dünyada inanmış olsun, olmasın; âhirette herkes Rabb’ini bilecek, Rabb’i ile konuşacak ve dünyadaki gafletine milyonlar defa pişman olacak! Rabb-i Rahîm ile konuşurken hitap cümlesi hiç şüphesiz, kişinin içinde bulunduğu psikolojiyi yansıtacaktır.
Cenâb-ı Hakk’a “Rabb’im!”, “Rabb’imiz!”, “Rabb’in!” tarzında, muhtelif sîgalarla hitap biçimlerine gelince; “Rabb’in” kelâmının kâfirlerin mahcûbiyetlerini, utançlarını, azap psikolojilerini, pişmanlıklarını ve çâresizliklerini yansıtıyor oluşu doğrudur. Fakat kâfirler her zaman “Rabb’in” demiyorlar; bazen “Rabb’im!” veya “Rabb’imiz!” dedikleri de vâki oluyor.
Meselâ Zuhruf Sûresinde geçen bir Cehennem mülâkâtı şöyledir: “Doğrusu mücrimler, temelli kalacakları Cehennem azâbı içindedirler. Azâba hiç ara verilmez! Onlar orada tamâmen umutsuzdurlar!
Biz onlara zulmetmedik; ama onlar zâlim kimselerdi! Şöyle yalvarırlar: ‘Ey Mâlik! Rabb’in hiç değilse canımızı alsın!’ (Nöbetçi Mâlik): ‘Siz böyle kalacaksınız’ der.”2