Funda İgüş: “Bazen kibir ve ucba kapılmış gibi hissediyorum
kendimi -bunun farkına varıyorum-. Anlık ucb ve kibir
hissettiğimizde nasıl davranmamamız lazım? Ben bir tavrımı
beğendiğim zaman Rabbim bu senin lütfundandır deyip hamd ediyorum.
Peki, beğenmediğim bir tavrım olduğunda ne yapmalıyım?”
KUSURUNU GÖRMEK BİR FAZİLETTİR
Öncelikle şunu ifade edelim ki, kendi günahının ve kusurunun farkına varmak bir fazilettir. Tövbenin ilk adımı budur. Esasen günahının ve kusurunun farkına varamayan, bunu itiraf etmez. İtiraf etmeyince günahından Allah’a sığınmaz ve haliyle kendisini günahsız zannettiğinden tövbe etmez. Bu döngüyü Bediüzzaman hazretleri şöyle ifade ediyor:
“Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiâze eder. İstiâze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse, affa müstahak olur.”1
Başkasını kınamaya ve başkasıyla savaşmaya değil; kendini kınamaya ve kendinle savaşmaya devam edeceğiz. Kur’ân buna nefs-i levvame der ve üzerine yemin eder. Kendini kınayan nefis Allah katında makbuldür.
İKİ TÜRLÜ İMTİHANDAYIZ
Beğendiğimiz tavırlarımız Cenab-ı Allah’ın lütfundandır. Buna hamd ederiz. Fakat fahra girme ve övünme çukuruna düşmekten de Allah’a sığınırız.
Beğenmediğimiz tavırlarımız içinse mü’min sıfatımıza yakışan, kendimize çeki düzen vermemiz ve halimizi düzeltmemizdir.
Biz iki türlü imtihandayız:
1-Beğendiğimiz tavırlarımız için kibirden ve riyadan uzak kalmakla, ucba girmemekle ve kendimizle fahr etmemekle imtihandayız.