Abdülaziz Bey: “Levh-i Mahfuz nedir? Hakkında bilgi verir
misiniz? Allah Alim iken levh-i mahfuzu neden yarattı?”
LEVH-İ MAHFUZ ALİM İSMİNİN BİR TECELLİGÂHIDIR
Allah levh-i mahfuzu Alim ismi muktezasınca yarattı. Alim ismi levh-i mahfuza tecelli etti; var olacakların, yaratılacakların bütün ön bilgisini, bütün programını, bütün plânını, bütün kaderini takdir edip levh-i mahfuzda yazdı. İnsanın bütün ön bilgilerini DNA’sında, bütün son bilgilerini hafızasında yazdığı gibi.
Levh-i mahfuzu kâinatın bilgi işlem merkezi kıldı. Yaratılacaklarla ilgili bütün plânlama levh-i mahfuzda toplanmıştır. Levh-i mahfuz Alim, Allam, Hakim, Kuddus, Hafîz, Rakîb, Hasîb gibi pek çok esmanın tecelligâhıdır.
HİLKAT ZİNCİRİ BİR NUR ÇEKİRDEKLE BAŞLADI
Cenâb-ı Allah, kâinatın bir çekirdeği olarak, önce, kendi nurundan Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın nurunu yarattı.1 Bu nûr, Allah’ın takdiri ile dilediği gibi geziyordu.
O zaman ne levh-i mahfuz, ne kalem, ne Cennet, ne Cehennem, ne melek, ne gök, ne yer, ne güneş, ne ay, ne insan ve ne de cin; hiçbir şey yoktu!2
Sonra suyu yarattı. Sonra arş-ı âlâ’yı yarattı. Arş-ı Âlâ, su üzerinde idi.3 Sonra, Arş içinde Kürsî’yi yarattı.
Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki:
“Yâ Ebâ Zer! Yedi kat gök ile yedi kat yerin Kürsî yanında büyüklükleri, ancak bir çölün ortasına atılmış bir yüzük halkası gibidir. Arş-ı Âlâ’nın da Kürsî’ye göre büyüklüğü, o çölün o halkaya nazaran büyüklüğü derecesindedir.”4