Saffet Bey: “Kişi sevdiğiyle beraber haşrolacaktır.” Hadisini
açıklar mısınız?”
SEVDİKLERİMİZLE BİRLİKTE OLMA MUTLULUĞU
Allah için sevmişsek eğer, sevdiklerimizin farklı makamda olması ahirette onlara ulaşmaya ve onlarla beraber olmaya engel teşkil etmez.
Esasen kişinin dünyada sevdikleriyle beraber olduğu gibi, âhirette de beraber olması Allah’ın hususî bir lütfudur. Zaten beşer olarak biz de bunu istiyoruz. Çünkü ancak sevdiklerimizle birlikte olduğumuzda mutlu olabiliyoruz, yüzümüzden tebessümler taşıyor. Sevdiklerimizden uzak olduğumuzda ise içimizi bir düşüncedir, bir kederdir, bir garipliktir, bir mutsuzluktur, bir keyifsizliktir kaplıyor.
Beşer olarak sevdiklerimiz içinde yaşamak, sevdiklerimiz içinde gülmek, sevdiklerimiz içinde ağlamak, sevdiklerimiz içinde ölmek istemiyor muyuz? Acımızda, kıvancımızda, sevincimizde, düğünümüzde, derneğimizde hep sevdiklerimizi yanı başımızda görmek istemiyor muyuz? Öyle ki, başımız ağrıdığında sevdiklerimiz çare buluyor, dişimiz ağrıdığında sevdiklerimiz merhem oluyor, düştüğümüzde sevdiklerimiz elimizden tutuyor.
Hazret-i Âdem (as) yaratıldıktan hemen sonra, sevdiği bir eş olarak beraberinde Hazret-i Havva validemizin de yaratılmış olması, insanoğlunun sevdikleriyle birlikte yaşamaya ne derece meyyal olduğunu göstermeye yeter. Cenab-ı Hak da bu isteğe cevap olarak insanoğluna beraberinde sevebileceği eşler, dostlar, ahbaplar ve arkadaşlar yaratmıştır.
SEVDİKLERİMİZİ ALLAH İÇİN SEVMELİYİZ
Madem sevdiklerimizi bize Cenab-ı Hak ihsan etmiştir. Öyleyse onları Allah için sevmeliyiz. Onları Allah için sevdiğimizde, Cenab-ı Hak ebedî âhiret hayatında da inşallah onları bize, bizi onlara ihsan eder. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Ruhlar, sınıf sınıf toplanmış cemaatlerdir. Birbiri ile dünyada tanışmış ve birbirlerini sevmiş olan salih ruhlar, orada bir araya gelirler ve birbirlerini yine severler. Dünyada birbiri ile zıtlaşan, birbirini inkâr eden, birbirine muhalif giden ve birbirini sevmeyenler ise, orada yine birbirlerine muhalif giderler, birbirlerini sevmezler ve birbirinin sınıfında da olmazlar.”1