Sefa Bey: “Mesnevî-i Nûriye’de geçen, ‘Melik’in atiyelerini ancak matiyyeleri taşıyabilir.’ Sözünü, bu sözün geçtiği paragraf ve bölüm ile birlikte açıklar mısınız?”
İMAN ALLAH’IN ATİYYESİDİR
Allah her insanın sırtına taşıyabileceği kadar yük yüklemiştir. Taşıyamayacağı bir yükü hiç kimsenin sırtına vurmamıştır.
İman ve ibadet, nefsin taşıyamayacağı bir yükümlülük değildir. Eğer böyle olsaydı nefsin Hâlık’ı ona bu yükümlülüğü vermezdi. Çünkü Hâlık hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklememiştir. Hâlık’ın yük vurduğu her varlık, kendi yükünü taşımıştır.
Allah’ın nefse vurduğu iman ve ibadet yükü, Allah’ın atiyesidir, hediyesidir, lütfudur, takdiridir, emridir. Nefis ise bu yükün matiyyesidir, yani taşıyıcısıdır, yani kendisine yük vurulanıdır. Nefis kendisine yapılan teklifi kaldırmak ve taşımakla yükümlüdür. Yani Allah’ın emirlerine muhatap olmak ve yerine getirmekle ve Allah’ın yasaklarından kaçmakla yükümlüdür. İşte bütün bu yükümlülükler nefsin sırtına vurulan yükler ve sorumluluklardır. Nefis bu sorumluluklarını taşımalıdır. Çünkü Allah’ın verdiği sorumlulukları taşıyabilecek güç ve kudret nefiste vardır. Aksi takdirde, Melik-i Zîşân bu yükü nefsin sırtına vurmazdı, nefse bunu yüklemezdi, nefse sorumluluk vermezdi.
İNSAN SORUMLULUKLARI YÜKLENEBİLECEK BİÇİMDE YARATILMIŞTIR