Fatma Zehra Hanım: “23. Söz’ün 5. Nüktesinde geçen ahsen-i
takvim sırrını ibadetlerle birleştirerek açar mısınız?”
AHSEN-İ TAKVİM SIRRI
Yirmi Üçüncü Söz’ün Beşinci Nüktesi Fatiha Sûresi’nin plânıyla ahsen-i takvim sırrını açıklıyor.
Ahsen-i takvim sırrını Kur’ân şöyle bildiriyor: “Muhakkak ki, Biz insanı ahsen-i takvimde yarattık. Sonra da onu esfel-i safiline döndürdük. Ancak, iman edip salih amel işleyenler başka. Onlar için tükenmeyen bir mükâfat vardır.”1 Ahsen-i takvim sırrı, insanın yaratılmışların en güzeli olarak yaratılmasıdır.
Yaratıldığı güzelliğe göre sorumluluğunu bilmeyen insan ise yaratılmışların en aşağısına, Kur’ân’ın diliyle esfel-i safiline düşmektedir.
İman edip salih amel işleyenler ahsen-i takvim sırrını koruyanlardır. Bunların ulaşacakları mükâfatta kesinti yoktur; devamlılık vardır.
İNSANIN İBADETİ İKİ TÜRLÜDÜR
Bediüzzaman’ın ifadesiyle dünyaya bir memur ve misafir olarak gönderilen insan ahsen-i takvim sırrını taşıması dolayısıyla, çok ehemmiyetli istidatlarla yaratılmış, istidatlarına göre kendisine çok ehemmiyetli vazifeler verilmiştir.2
İnsan bu vazifesini iki türlü yapmaktadır:
1- Gaibane bir ibadet ve tefekkürle.
2- Hazırane bir ibadet ve duâ ile.
Namazda okumak vacip olan Fatiha Sûresi insanın bu iki türlü ibadetini ifade ediyor.
Beşinci Nükte ise bu çerçevede Fatiha Sûresi’ni tefsir ediyor.
FATİHA SÛRESİ’NDE İKİ BÖLÜM VARDIR
Fatiha Sûresi insanın ibadetini iki bölümde ele alıyor: Birinci