Adana’dan okuyucumuz: “Nazar nasıl değer? Nazar deveyi
tencereye, insanı mezara sokar derler, bu ne demektir? Bu konuda
nelere dikkat etmeliyiz?”
NAZAR NEDİR?
İnsanları fizikî olarak yıpratan hastalıklar olduğu gibi, rûhî olarak yıkan rahatsızlıkların bulunduğu da bir vak’adır. Halk dilinde göz değmesi de denilen nazar bunlardan biridir ve gerçektir.
Başkasına nazarı geçen insan bunu bilerek yapmaz. İçinde bir takım fırtınalı/ruhsal elektro-manyetik güce benzer aşkın/yüklü duygularla muhatabına bakanlar, farkında olmadan muhatabı üzerinde yıkıma sebep olabilirler. Bu yıkım muhatabını mezara da götürebilir.
Bakışla verilen bu yıkıma halk arasında göz değmesi deniyor ki, nazar budur.
Peygamber Efendimizi (asm) “mecnun” diyerek küçümsemeye çalışan Mekke’li müşrikler, Kur’ân’ın olağanüstü icazı karşısında öylesine büyülenmişlerdi ki, bu Kitabın –hâşâ- mecnun dedikleri birisinin elinde zuhur etmesini kabul edememişlerdi. Allah korumasaydı, neredeyse Resûlullah’a (asm) gözleriyle zarar vereceklerdi.
Bu hususu Kur’ân şöyle zikreder: “Doğrusu inkâr edenler, Kur’ân’ı dinlediklerinde neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi. “O mecnundur” diyorlardı.”1 Üstad Bedîüzzaman Hazretleri de (ra) nazardan şiddetle müteessir olduğunu ve nazarın kendisini hasta ettiğini, “nazar deveyi tencereye, insanı mezara sokar.”2 hadisini zikrederek beyan eder.3