Sabri Bey: “Mesnevî-i Nuriye’de geçen şu paragrafı açıklar mısınız: “Gafil nefis, ahireti dünyanın bitişiğinde ve dünyayla bağlı bir menzil zannediyor. Bu itibarla nefsin elinde iki silâh vardır. Dünyanın zeval ve fenasının eleminden kurtulmak için ahireti düşünmekle ümitvar olur. -ahiret için lâzım olan a’mal külfetine gelince, gaflet veya tegafül ile ondan da kendisini kurtarır…..”1 Mevzuyu açıp izah eder misiniz?”
HAKİKATLE YÜZLEŞMEK İSTEMİYOR
Bediüzzaman Hazretleri burada nefsin yalancı, cerbezeci, hakikati alt üst edici, doğruyu kafasına göre yorumlayıcı –tabir yerindeyse- münafıklık ve flu halini nazara veriyor. Nitekim nefsin bu özelliğine daha ilk cümlede ‘gafil’ sıfatıyla dikkat çekiyor. Yani gafil nefis hakikatle yüzleşmek istememektedir.
Hakikatler, Kur’ân’ın verdiği haberler ve görevlerdir. Ve hiç şüphesiz Kur’ân’ın verdiği haberler gafil nefse göre acı, görevler gafil nefse göre zordur.
Bu zor görevlerden ve acı haberlerden sadece bir kısmı: