Muharrem Okur: “Neşriyat hizmetlerimiz zekâtla desteklenebilir
mi?”
CİHADDA KILINÇ YERİNE KALEM
Asrımızın cihad vasıtası kılınç değil, kalem ve yazıdır. Nitekim kılınç, Peygamber Efendimiz (asm) nezdinde kalemden, yazıdan ve mürekkepten daha muteber değildir.
Buyuruyor ki: “Kıyamet günü âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanı ile tartılır. Âlimlerin mürekkebi üstün gelir.”
Ve dolayısıyla Nur nesli için kalem ve yazı kullanarak Nur hakikatlerini anlatmak, anlatmaya vesile olmak, anlatılan nüshaları ve sayfaları çoğaltmak, neşretmek ve dağıtmak hiç tereddütsüz cihaddır.
NAŞİRLERİN HİZMETİ
Bediüzzaman Hazretleri diyor ki: “Risale-i Nur, bir daire değil, mütedahil daireler gibi tabakatı var. Erkânlar ve sahipler ve haslar ve nâşirler ve talebeler ve taraftarlar gibi tabakatları var.”1
Risale-i Nur’a kendi malı gibi sahip çıkan, onu neşretmeyi ve ona hizmet etmeyi hayati vazifesi bilen talebeler, “naşirler” unvanını alıyorlar.
Talebeler ve naşirler ismen ve bedenen Bediüzzaman’ın duâsına mazhar oluyorlar.