Düzce’den Okuyucumuz: “Dünyanın öküz ile balık üzerine olduğunu
ifade eden hadisi izah eder misiniz? Buna hurafe diyenler var.”
BİR SARRAF TİTİZLİĞİNDE
Dünyanın öküz ile balığın üzerinde bulunduğu rivayeti, yer yer içerisine İsrailiyat da karışmış müteşabih bir hadistir. Bir sarraf nasıl yere düşen altını silerek vitrinine koyuyorsa, manasına İsrailiyat ve hurafe karışmış altın değerinde rivayetlerin üzerindeki toz ve gubarı silinir ve hurafe ve İsrailiyattan arındırılırsa, hadisin gerçek manası anlaşılır.
Fakat bunu yapacak usta lâzım! Müteşabih âyet ve hadis, içerisinde teşbih, mecaz ve gizli manalar bulunan naslardır ki, ancak ehliyet sahibi âlimler tarafından doğru anlaşılıp yorumlanabilirler.
İşte Bediüzzaman böyle bir âlimdir. Hurafe veya İsrailiyat diye atılmış nice hadisi fikir dünyasına kazandırmış, sahanın uzmanlarına örnek yorumlama metotları göstermiştir.
SEVR VE HUT’TAN MAKSAT İKİ MELEKTİR
İbn-i Abbas (ra) rivâyet eder ki: Resûl-i Ekrem Efendimiz’den (asm) sorulur: “Dünya ne üstündedir?” Resûlullah Efendimiz (asm) buyurur ki: “El-ardu ale’sevri ve’l-hût” (=Dünya öküz ile balık üzerindedir.) Bir diğer rivâyette bir defa “Ale’s-sevr” (=öküz üzerindedir); bir defa da, “Ale’l-hût” (=balık üzerindedir.) buyurmuştur.1
Bediüzzaman bu rivayetin müteşabih bir hadis olduğunu ve sahih olduğunu bildirerek, hadisi üç vecihte tevil etmiştir.
Birinci Vecih: Cenâb-ı Hak yer yüzünde iki melek görevlendirmiştir. O meleklerden birisinin ismi “Sevr”, diğerinin ismi “Hût”tur.
Yeryüzünde görevli meleklerin bu namları almasının sırrı şudur:
Yer küre iki kısımdır: Dörtte üçü su, dörtte biri topraktır. Suyu şenlendiren balıktır. Toprağı ise, kendisiyle insanların ziraat yaptığı öküz şenlendirir. Yer küreye müekkel iki melek hem kumandan, hem nâzır olduklarından, melekût ve mîsâl âlemlerinde temessülleri sevr ve hût sûretindedir. Bu münâsebete ve göreve işâreten Peygamber Efendimiz (asm) “El-ardu ale’sevri ve’l-hût” (=Dünya öküz ile balık üzerindedir.) buyurmuştur. Sevr ve Hut isimli melekler yer kürenin işlerinden sorumludurlar, demektir.
SEVR VE HUT’TAN MAKSAT MECAZÎ MÂNÂLARDIR
İkinci Vecih: “Bu devlet ve saltanat hangi şey üzerinde duruyor?” diye sorulduğunda, cevaben, “Ale’s-seyfi ve’l-kalem” (=kılıç ve kalem üzerindedir.)