Salih Sütçoğlu: Lem’alar’da geçen şu cümleyi açıklar mısınız: “Mü’min olan bir insanın dünyanın kuruluşundan sonuna kadar uzanan manevî bir ömrü vardır.”1
Ruhun inbisat kabiliyeti
Bu cümle bize insan ruhunun inbisat kabiliyeti olduğunu gösteriyor.
İnbisat, genişleme, açılma, yayılma gibi anlamlara gelir. Ruhun inbisat kabiliyeti kavramından da, ruhun zaman ve mekân üstü bir konumu bulunduğunu, dünyada bedende hapsolmuş bir hayata mahkûm gibi gözükse de, hayal ile, düşünce ile, rüya ile, ilham yoluyla, velâyet kudretiyle ve vahiyle gelmiş bilgilere iman etmek ve imanını inkişaf ettirmek suretiyle ruhun kâinatı yutan ve geçmiş-gelecek bütün zamanları kuşatan inbisatlar ve inkişaflar yaşayabilmekte olduğunu anlıyoruz.
Ruhun ilk yaratıldığında bile kabil-i hitap olduğunu bezm-i elest âyetinden anlıyoruz.2 Bediüzzaman Hazretleri bezm-i elest zamanında ruhun “ebedler tarafında ve zerreler âleminde” bulunduğunu bildiriyor.3