Kenan Bey: “Risale-i Nur okurken düz okuyorum. Onu daha iyi anlayarak nasıl okuyabilirim? En baştan ne yapmam lâzım?”
Risale-i Nur okumak
Risale-i Nur okumak üniversitede okumak gibidir. Bu üniversitenin hocası, profesörü yine kendisidir.
Talebelik süresi ömür boyudur!
Sertifika tarihi ölümdür.
Bu üniversiteden mezun olmuyorsunuz; hayat boyu talebelikle beraber stajyerliğe devam ediyorsunuz.
Görev yeri dünya, berzah ve ahirettir.
Önünüze çok çetin ve çok çetrefilli imtihan soruları gelir. Bu alanda uzman olmak zordur. Böyle bir iddianız da olmaz. Ama onu okudukça doyulmaz bilgi ve hikmet kazanırsınız. Kazandığınız bilge kişilikle nefsinizin ve insanların rehberi olursunuz. Bediüzzaman bu meselede haklı olarak şöyle diyor: “Bu risaleleri bir sene okuyan bu zamanın mühim bir âlimi olabilir.”1
Risale-i Nur’u anlamak için
Risale-i Nur’un derslerini anlamak için gereken ekipmanlar: Sözlükten önce ihlâs ve sebat, aşk ve şevk, vefa ve sadâkattir!
Başlangıçta sözlük gerekmiyor. Aslında sonradan da sözlük gerekmiyor. O sizin sebatınızı ve samimiyetinizi görüp, kendisini size açıyor.
Sebat ve samimiyet görmediğinde ise kapılarını kilitliyor. Bu defa bin sözlük de bulsanız nafile! Onu anlayamazsınız! Onu yarı yolda bırakmayın; o sizi yarı yolda bırakmaz. Ona “anlamıyorum” demeyin. Ona vefasızlık yapmayın. O kendisini size açar, ama önce bir bedel ister! Onun bedeli sebattır, samimiyettir, vefadır, sadâkattir, ondan vazgeçmemektir.
Ortalıkta, “anlaşılmaz” diye çok silik sözler dolaşıyor. Bunlara aldırmayın sakın!