M. Emin Tunçaz: “Dinimizde sakalın hükmü ve cemaatimizde sakala ilişkin uygulamanın müstenidatı hakkında ve Emirdağ Lâhikasındaki Üstad’ın bu husustaki ifadesi yalnız kendi hususî durumuna ilişkin mi, yoksa bizler de bunu bir fetva olarak kabul edebilir miyiz? Bu hususlarda bizleri aydınlatmanızı istirham ediyoruz. Allah razı olsun.”
Gazipaşa’dan Mustafa Uysal: “Mevlânâ’nın babasının sakalı ve içtihadı nasıldı?”
SAKALI BIRAKMAK SÜNNETTİR
İslâm öyle zengin bir dindir ki, kimi emirlerinde tek hüküm yoktur. Aynı emirlerin hükümleri ile ilgili olarak dört semavî mezhep arasında farklılıklar olabilmektedir. Meselâ imam arkasında Fatiha okumak Hanefîlerde mekruh iken, Şafiilerde farzdır. Hanefîlerde kanama abdesti bozar iken, Şafiilerde bozmuyor. Sakalı bıraktıktan sonra kesmek Hanefîlerde, Hanbelîlerde ve Malikilerde haram iken, Şafiilerde -Gazali, İbni Hacer, Remli, Rafiî ve Nevevî gibi âlimlere göre- tenzihen mekruhtur.
Bediüzzaman diyor ki: “Bazı âlimler “sakalı tıraş etmek caiz değildir” demişler. Muradları, sakalı bıraktıktan sonra tıraş etmek haramdır, demektir. Yoksa hiç bırakmayan, bir sünneti terk etmiş olur.”1
Sakalın hükmünün sünnet olduğunu Bediüzzaman söylüyor.2
SAKALI TIRAŞ ETMEYE GELİNCE