A. Feyzi Bey: “Teşehhütte ‘abduhu’ ne demektir?”
ZİRVE MAKAM: KULLUK MAKAMI
Makamların zirvesi Allah’a kulluk makamıdır!
Bu bakımdan Peygamberler, önce kul insandırlar. Allah’a kulluğun zirvesindedirler.
Peygamber Efendimiz de (asm) Allah’a kullukta zirve noktadaydı.
Şöyle de diyebiliriz: Peygamber Efendimiz (asm) en kul bir kuldu!
Nitekim Kur’ân da O’nu (asm) önce kul olarak takdim ediyor: “Kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kadar götüren Allah münezzehtir.”1
Bu âyette kul ifadesi ile Hazret-i Muhammed (asm) kast edilmiştir.
Şehadet kelimesinde ‘abduhu’ kelimesi, ‘resulühü’ kelimesinden önce gelmiştir. Yani Peygamber Efendimizin (asm) kulluğu, resullüğünden önce gelir.
O (asm) kul olmasaydı, resul olmazdı. O kendisine risalet verilmeden önce de, verildikten sonra da önce kulluğunu yaşadı, kulluğunu bildi, kulluğunu gösterdi ve kulluğunda örnek oldu.
Çünkü risalet sadece O’na (asm) mahsus bir istihdamdır.
Kulluk ise, bütün insanların içinde bulunduğu, bulunması gerektiği, bulunmakla yükümlü olduğu ve bu sebeple de Mahkeme-i Kübra’ya çıkacağı, hesap sorulacağı ana caddedir.
Herkes kulluktan hesap verecektir.
Bu sebeple O’nun (asm) önce kulluğu gelir.
Ardından, kulluk zemininde risalet abidesi yükseliyor.
Bu sebeple bizim için de ubudiyet, yani kulluk sıfatı her sıfattan önce geliyor.