İsmail Bey: “Âyet, Hadis ve Risale-i Nur’a göre tefekkürün önemi nedir? Yazar mısınız?”
MÂNÂ AÇISINDAN TEFEKKÜR
Tefekkür, Arapça’da f-k-r kökünden gelen bir kelimedir. Lügatte derinliğine düşünmek, inceden inceye fikretmek, akıl erdirmek, fikir yürütmek, fikir üretmek, olayların hikmetini kavramak için çaba sarf etmek manalarına gelir.
Istılâhta ise tefekkür, ilmin elde ettiği sonuçlardan iman esaslarını takviye edecek deliller bulmak demektir.
İnsan tefekkür edince Allah’ın varlığına, birliğine, kudretine, azametine, kibriyasına, celâline ve sair sıfatlarına başta olmak üzere; meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere tahkiki imana ulaşır.
İmanın kemale ermesinin yolu tefekkürden geçer.
Hiç şüphesiz imanı kemale erdiren tefekkür önemli bir düşünce disiplinidir ve önemli bir ibadettir; imanı arttıran önemli bir fikir eylemidir.
ÂYETLERDE TEFEKKÜR
İşte bazı âyetler:
“Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.”1
“O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, fikir yürüten bir kavim için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır.”2 “Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. Elbette bunda tefekkür sahibi bir kavim için bir ibret vardır.”3