Süleyman Kösmene Yeni Asya Gazetesi

Zekât çeşmemiz nereye akmalı?

Mersin’den Yaşar Kılınç: “Hizmetlerimiz zekâtla desteklenebilir mi?”Sorumluluğumuzun farkında mıyız? Zekât nefisten başkasının derdine deva olması cihetiyle büyük ibadettir. Ramazan ayı...

25 Mayıs 2016 | 176 okunma

Mersin’den Yaşar Kılınç: “Hizmetlerimiz zekâtla desteklenebilir mi?”
Sorumluluğumuzun farkında mıyız?

Zekât nefisten başkasının derdine deva olması cihetiyle büyük ibadettir. Ramazan ayı yaklaştıkça zekât duyarlılığı da artıyor. Risale-i Nur hizmetleri ile Nur Talebelerinin zekâtları arasında nasıl bir ilişki vardır? Bu konuyu çok iyi anlamalı ve zekâtlarımızı su-i istimalden kurtarmalıyız. Aksi takdirde sorumlu oluruz. Bediüzzaman, Münâzarât’ta, sözü bu zamanın manevî cihadına zekâtla destek vermeye getiriyor ve aynen diyor ki:

“Büyük bir çeşme var, şimdiye kadar su-i istimal ile şûristana dağılıp bazı seele ve acezeye neşvünemâ verdi.”

Bu cümleyi açalım mı? Peki, açalım:

Şûristan: Çorak ve verimsiz topraktır.

Seele: Durumu perişan olup insanlardan istemek durumunda bulunan miskinlerdir.

Aceze: Elinde avucunda bir şey olmayan, günlük iki öğün yemek bulmaktan aciz fukaradır.

Bu iki sınıf, Kur’ân’ın zekât verilmesini emrettiği sekiz sınıftan ikisidir.

“Seele ve acezeye neşvünemâ verdi”: İşte cümlenin bu kısmı, zekâtın su-i istimale uğradığı alanı gösteriyor.

Zekâtın suistimale uğradığı alan

Neşvünema tabiri kademeli olarak iki hususa işaret ediyor:

1- Zekâtı yoksula ve fukaraya zorunlu ihtiyaçlarını gidermesi ölçüsünde vermek.

2- Zekâtla yoksulu ve fukarayı zorunlu olmayan ihtiyaçları zorunlu saymaya ve gereksiz yere eskisini atıp yenisini almaya sürüklemek. İsrafa kapı açmak.

Bu hususlardan birincisi Allah’ın emri, ikincisi şûristandır, yani çorak topraktır.

İkincisine izin yoktur. Çünkü altı sınıf daha vardır. Zekât bütçesi ile bu iki sınıfın refah seviyesini yükseltirken, diğer altı sınıfı ihmal etmek caiz değildir.

Kur’ân buna izin vermez. Bu durum zekâtın su-i istimali anlamına gelir. Bediüzzaman’ın uyardığı husus işte budur. Bu mesele, Risale-i Nur’un tamir ettiği ve bin yıldır teraküm eden meselelerden sadece birisidir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zerreler beka âleminin cüzleridir 22 Nisan 2018 | 233 Okunma İnsan yaratılışı kopya edemez 02 Ekim 2017 | 244 Okunma Duânın en tatlı meyvesi nedir? 30 Eylül 2017 | 509 Okunma Celcelutiye’de niçin Süryanice kullanıldı? 29 Eylül 2017 | 632 Okunma Ye’cüc ve me’cüc çıkmış mıdır? 28 Eylül 2017 | 718 Okunma