Yerel seçime yaklaşırken kulisler hareketlenmeye başladı.
Gündemden hiç düşmeyen iki büyük şehir var.
İstanbul ve Ankara...
Ankara'da Mustafa Tuna ile devam edilir mi
bilmiyorum. Hakkını teslim edelim, Sayın
Tuna iyi iş çıkarıyor. Aldığı kararlarla adından
bahsettirmeyi biliyor. Yaptığı hizmetler, millete dokunmaya
odaklı olunca, haklı olarak takdir topluyor. Böyle
devam ederse aday gösterilmesi kuvvetle muhtemel.
Lakin işin bir de başka boyutu var.
Bundan önceki seçimlerde Mansur Yavaş kıl payı
kaybetmişti. "Ama o dönemde CHP ile MHP
gizlice iş birliği
yapmıştı" diyebilirsiniz.
Benzer bir iş birliğinin bu kez CHP, İYİ Parti ve HDP
arasında yapılacağını düşünürsek, AK Parti'nin Ankara'yı ayağa
kaldıracak bir ismi aday göstermesi yüksek ihtimal olur.
Kimileri Ali Babacan'ın aday gösterileceğini söylüyor.
Kimileri ise seçilecek ismin güçlü bir bakan olacağından
bahsediyor. Ama sadece bahsediliyor işte...
Net bir şey yok henüz!
İstanbul ise en büyük çarpışmanın yaşanacağı il olarak
görülüyor. Malum,
referandumda "Hayır" oyları kazandı İstanbul'da.
Kabul edelim
ki "Hayır" oylarının önde
çıkmasının en büyük sebebi Kadir
Topbaş'tı.
Bunun nedenlerini daha önce defalarca dile getirmiştim,
tekrara gerek yok.
Topbaş'ın yerine getirilen Mevlüt Uysal'ın bir sonraki dönem
aday gösterilmeyeceği, onun yerine partinin en güçlü isimlerinden
birinin İstanbul'a geleceği konuşuluyor.
Kimilerine göre bu isim Başbakan Binali Yıldırım olacak.
Ancak Yıldırım'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "Ben
aday olmak istemiyorum" diyerek ikna ettiği
bilgileri de geliyor.
Son günlerde çok ilginç bir isim ortaya atıldı, Ahmet
Davutoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday
gösterileceği söylendi.
Buna zerre ihtimal
vermiyorum ancak, "aday gösterilmeli
mi?" diye soracak olursanız, net ve kesin
olarak "gösterilmemeli" derim.
Sebebine gelince...