Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi eylemcileriyle olan hesabını
henüz kapatmadığı sözlerinden belli oluyor.
Önceki gün Atatürk Kültür Merkezi ile ilgili yaptığı
açıklamada bunu bir kez daha gösterdi:
"İstediğiniz kadar bağırın, çatlayın, patlayın, bak yıktık.
Ve inşallah kısa zamanda da orada dünyada sayılı muhteşem bir opera
binasını çok amaçlı olarak
yapıyoruz" dedi.
Bu sözler bazı kesimler tarafından tepkiyle karşılandı.
Onlara göre Cumhurbaşkanı kendi vatandaşlarından bir kısmına böyle
seslenemezmiş, onları bu şekilde ötekileştiremezmiş.
Cumhurbaşkanı'nın zaman zaman sert üslup kullandığına ben de
şahit oluyorum. Bazı zamanlar, "Keşke daha
farklı bir dil kullansa" dediğim
oluyor.
Ancak kimse kusura bakmasın!
Gezici tayfasıyla ilgili söylenen en ağır sözlerin çok da
ağır olmadığını düşünüyorum. Hatta onların, bu sözlerden çok daha
fazlasını hak ettiğine inanıyorum.
Çünkü Gezi eylemleri sırasında neler yaşandığını ve asıl
amacın ne olduğunu çok iyi biliyorum. Yazdığım yazılar da
ekranlarda yaptığım konuşmalar da arşivde duruyor.
Dileyen açıp izler ya da okur.
Daha o günlerde yaşananların yapılacak bir
askerî darbeye zemin hazırlama amacıyla tezgâhlandığını
söylemiştim. Daha da önemlisi, "Bu işin
arkasında bir cemaat, yani FETÖ var. Emekliye sevk
edilen cemaate mensup bazı polisler ve yine emekliye sevk
edilen bazı eski MİT mensupları bu işin
başrolündedir" demiştim.
Ve yine o günlerde eylemi başlatan çevreci
gençlere, "İçinizdeki hainlerin oyuncağı
olmayın çünkü sizi kullanıyorlar. Sizi ölüme gönderenlerin amacı
hükûmeti yıkmaktır" demiştim.
Bugün hâlâ aynı noktadayım.
Çevreci gençleri bir kenara ayırarak, Gezi'yi bir ayaklanmaya
çeviren diğer kesimlerin bu ülke topraklarında yaşamayı hak
etmediğini düşünüyorum.
Bakmayın siz, Erdoğan az bile söyledi!