Erdoğan bu iki açıklama ile kırgınlıkları, kızgınlıkları, kavgaları
veya tartışmaları geride bırakıp yeniden kucaklaşmayı önerdi. Bütün
siyasi partilerin Türkiye'nin bekasını önceleyen bir anlayışla yan
yana durması gerektiğini tavsiye etti.
Bugüne dek Erdoğan'ın Türkiye'yi kutuplaştırdığından dem vuran ve
Cumhurbaşkanı'nın daha yapıcı bir dil kullanması gerektiğini
söyleyen kesimin bu iki meseleye daha sahici ve yapıcı bir yaklaşım
göstermesini bekledik.
Ancak tepeden tırnağa Erdoğan nefretiyle dolu belli bir kesim bu
sözlerden sonra adeta kin kusmaya başladı. CHP'nin kitap
ticareti yapmaya başlayan yazarı Yılmaz Özdil'i örnek vererek
başlayalım.
Dünkü yazısında Erdoğan'ın söylemlerini kaleme almış. Okudukça
kusma isteği uyandıran sözlerle hem de...
Yazısından bazı satırları buraya aktarayım:
"Cem Küçük buyursun gelsin, Sözcü gazetesinde benim yerimde yazsın,
Emin Çölaşan bizden ayrılsın, Akit gazetesinde yazar olsun. Fatih
Portakal bundan böyle ahaber'de haber okusun, Buket Aydın gitsin
Halk Tv'nin ana haber bültenini sunsun. Türkiye ittifakı olsun.
Canım ağabeyim Müjdat Gezen toplasın Metin Akpınar'ı...