Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sadece
yaklaşan yerel seçimlerle değil, mahallî idarelerle ilgili çok
kapsamlı bir çalışma yaptığı yönünde bilgiler geliyor.
Belediye başkanlarının, sadece
bir dönem görev yapmasını sağlayacak yeni bir sistem üzerinde
çalışıldığı söyleniyor. Başarısız olan ya da hakkında
ciddi şaibe oluşan belediye başkanlarının, seçim dönemi gelmeden
görevden alınacağını Erdoğan zaten bir süre önce
açıkladı.
Bunlar önümüzdeki aylarda şahit
olacağımız şeyler. Ama bir de bugünlerde yaşanan ilginç bir gelişme
var.
İstanbul başta olmak üzere pek
çok ilde, üç dönemini dolduran bazı belediye başkanlarının
imza yetkisinin ellerinden alındığı yönünde ciddi söylentiler
var.
Alınan bu çarpıcı karar, sadece üç dönemini dolduran belediye başkanlarını kapsamıyor elbet.
Başarısız olan ya da hakkında ciddi iddialar bulunan kimi belediye başkanlarının da imza yetkisi elinden alınarak etkisizleştirildiği söylentisi dilden dile yayılıyor.
Konuyu birkaç kaynaktan doğrulatmaya çalıştım.
Kimse bu konuda ser verip sır vermiyor ama sanırım iddialar da boş değil. Hatta imza yetkisi alınan birkaç belediye başkanının ismini de öğrendim ama bunu açıklamak bana düşmez.
Belki bu noktada bana katılmayanlar olacak ancak ben bu yaptırımı çok haklı ve yerinde buldum.
Şundan ötürü...
"Nasılsa belediyede son günlerim" diyen kimi belediye başkanlarının âdeta vurgun yapmaya çalıştığını nicedir duyuyorduk. "Madem yeniden seçilmeyeceğim. O zaman ne gerek var icraata" diyen bazı isimlerin de işleri boş verdiğini, yan gelip yattığını, hatta vatandaşı çileden çıkaracak uygulamalara imza attığını da sıkça duymaya başlamıştık.
Bunların önüne geçmek adına, bu işlere bulaşan belediye başkanlarının elindeki imza yetkisinin alınması bence çok yerinde bir karar.
Alınan bu çarpıcı karar, sadece üç dönemini dolduran belediye başkanlarını kapsamıyor elbet.
Başarısız olan ya da hakkında ciddi iddialar bulunan kimi belediye başkanlarının da imza yetkisi elinden alınarak etkisizleştirildiği söylentisi dilden dile yayılıyor.
Konuyu birkaç kaynaktan doğrulatmaya çalıştım.
Kimse bu konuda ser verip sır vermiyor ama sanırım iddialar da boş değil. Hatta imza yetkisi alınan birkaç belediye başkanının ismini de öğrendim ama bunu açıklamak bana düşmez.
Belki bu noktada bana katılmayanlar olacak ancak ben bu yaptırımı çok haklı ve yerinde buldum.
Şundan ötürü...
"Nasılsa belediyede son günlerim" diyen kimi belediye başkanlarının âdeta vurgun yapmaya çalıştığını nicedir duyuyorduk. "Madem yeniden seçilmeyeceğim. O zaman ne gerek var icraata" diyen bazı isimlerin de işleri boş verdiğini, yan gelip yattığını, hatta vatandaşı çileden çıkaracak uygulamalara imza attığını da sıkça duymaya başlamıştık.
Bunların önüne geçmek adına, bu işlere bulaşan belediye başkanlarının elindeki imza yetkisinin alınması bence çok yerinde bir karar.
TASARRUF ETMESİNE EDELİM
DE…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dövizlerinizi ve altınlarınızı bozdurun” isteğini duyan vatandaş, zarar etme pahasına bu isteği geri çevirmedi…
Doların artmasıyla birlikte iğneden ipliğe varıncaya kadar hemen her şeye zam geldi. “Madem bu bir ekonomik seferberlik, o zaman üstümüze düşeni yaparız” diye düşünen vatandaş buna da sesini çıkarmadı.
Peki ama bu yükü olabildiğince omuzlayan vatandaş ne düşünüyor merak eden var mı?
Ne düşündüğünü bana elektronik posta yoluyla ulaştıran kardeşlerimin sesi olma adına yazayım:
Vatandaş, aynı millî hassasiyeti Meclis’teki milletvekillerinden, belediye başkanlarından ve bürokrasideki üst düzey isimlerden de bekliyor.
Mesela milletvekilleriyle bürokratların, devlet tarafından kendilerine tahsis edilen lüks makam otolarından inmesini istiyor. Mesela bu iki kesimin, aldıkları maaştan biraz feragat etmesini bekliyor. Mesela devletin verdiği telefon gibi, yemek gibi ve gibi gibi hizmetlerden biraz tasarruf etmesini bekliyor.
Lüksten, şatafattan, krallara layık sofralardan azıcık uzaklaşmalarını istiyor.
Bazı belediye başkanlarının, 400-500 milyonluk araçlarından inip halkın arasına karışmasını ya da en azından daha ucuz bir araca binmesini istiyor.
Ota, çiçeğe, börtü böceğe harcanan paraların çarçur edilmemesini istiyor. Özel kalem adı altında yapılan harcamaların biraz kısılmasını bekliyor.
Özetle, bahsi geçen yüksek makamlardaki kişilerin örnek bir davranışta bulunmasını, ya da vatandaşın yaptıklarını örnek almasını bekliyor.
BİR KEZ DAHA POLİSİN ÖZLÜK HAKLARI
İnternethaber’deki köşemde yazdım, bir kez de buradan hatırlatayım.
Seçim öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan, polislerin özlük hakları konusunda çalışma yapılacağını söylemişti. Üzerinden hatırı sayılır bir süre geçti ama bu konuda henüz yapılmış bir açıklama ya da çalışma olmadı.
Polis kardeşlerimle nerede karşılaşsam, "Bizim durumumuzu bir kez daha hatırlatsan da Cumhurbaşkanımız ve Soylu Bakanımız bu işe el atsa" diye ricacı oluyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dövizlerinizi ve altınlarınızı bozdurun” isteğini duyan vatandaş, zarar etme pahasına bu isteği geri çevirmedi…
Doların artmasıyla birlikte iğneden ipliğe varıncaya kadar hemen her şeye zam geldi. “Madem bu bir ekonomik seferberlik, o zaman üstümüze düşeni yaparız” diye düşünen vatandaş buna da sesini çıkarmadı.
Peki ama bu yükü olabildiğince omuzlayan vatandaş ne düşünüyor merak eden var mı?
Ne düşündüğünü bana elektronik posta yoluyla ulaştıran kardeşlerimin sesi olma adına yazayım:
Vatandaş, aynı millî hassasiyeti Meclis’teki milletvekillerinden, belediye başkanlarından ve bürokrasideki üst düzey isimlerden de bekliyor.
Mesela milletvekilleriyle bürokratların, devlet tarafından kendilerine tahsis edilen lüks makam otolarından inmesini istiyor. Mesela bu iki kesimin, aldıkları maaştan biraz feragat etmesini bekliyor. Mesela devletin verdiği telefon gibi, yemek gibi ve gibi gibi hizmetlerden biraz tasarruf etmesini bekliyor.
Lüksten, şatafattan, krallara layık sofralardan azıcık uzaklaşmalarını istiyor.
Bazı belediye başkanlarının, 400-500 milyonluk araçlarından inip halkın arasına karışmasını ya da en azından daha ucuz bir araca binmesini istiyor.
Ota, çiçeğe, börtü böceğe harcanan paraların çarçur edilmemesini istiyor. Özel kalem adı altında yapılan harcamaların biraz kısılmasını bekliyor.
Özetle, bahsi geçen yüksek makamlardaki kişilerin örnek bir davranışta bulunmasını, ya da vatandaşın yaptıklarını örnek almasını bekliyor.
BİR KEZ DAHA POLİSİN ÖZLÜK HAKLARI
İnternethaber’deki köşemde yazdım, bir kez de buradan hatırlatayım.
Seçim öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan, polislerin özlük hakları konusunda çalışma yapılacağını söylemişti. Üzerinden hatırı sayılır bir süre geçti ama bu konuda henüz yapılmış bir açıklama ya da çalışma olmadı.
Polis kardeşlerimle nerede karşılaşsam, "Bizim durumumuzu bir kez daha hatırlatsan da Cumhurbaşkanımız ve Soylu Bakanımız bu işe el atsa" diye ricacı oluyorlar.
Elçiye zeval olmaz!
Ben de konuyu buradan Sayın
Bakan'a iletmiş olayım.