Kemal Kılıçdaroğlu ile Murat Karayılan’ın aynı düzlemde kesiştiği, Fetullah Gülen ile Sezai Temelli’nin aynı söylemde buluştuğu; PKK’nın, FETÖ’nün, DHKP-C’nin, Saadet’in, CHP’nin ve İYİ Parti’nin ortak hedefte birleştiği bir seçime gidiyoruz.
Abdullah Öcalan’ın yeğeni, “Biz yöremizde Saadet Partisi’ne oy vereceğiz” derken, CHP’nin adamı, “Bizim oylarımız Kürdistan’a” diye sırıtıyor.
Kendilerine Ülkücü diyen İYİ Partililer bir zamanlar Ülkücüleri ölümlere ya da zulümlere maruz bırakan zalimlere tam destek verirken, Saadet Partililer, bulduğu her fırsatta din ve inanç düşmanlığı yapan CHP’lilere oy vermeyi “İşin Doğrusu” olarak görüyor.
CHP’liler, ziyaret ettikleri HDP standına Türk Bayrağı ile gelen kendi partilerinden bir kadını ite kaka uzaklaştırıyor. İYİ Partililer, ziyaret ettikleri HDP standında PKK sempatizanı kadınlarla beraber halaya tutuşuyor.
Atatürk’ün partisinin başındaki adam, bütün belediyelerine, terör örgütüne sempati duyan ya da Öcalan’a özgürlük isteyen teröristleri yerleştirme planları yapıyor. Yetmiyor, çıktığı ekranlarda, 35 yılda 40 bin insanımızı katleden terör örgütü için, “Onlar terör örgütü değil, ülkelerini kurmak için mücadele eden bir oluşumdur” diyor.
Üzüm üzüme baka baka kararır demişler.