AK Parti'nin ilk yıllarında pek
çok gazeteci ve yazar, Erdoğan'ı veya partiyi yapılması muhtemel
hatalar veya yanlışlar konusunda samimiyetle uyarırdı. Gerek
Erdoğan gerekse parti kurmayları bu eleştiri ya da önerileri
ciddiyetle takip eder, anında gereğini yapardı.
Sonra bu durum giderek tersine
dönmeye başladı.
Eleştiride bulunan gazeteciler
birileri tarafından aranmaya başlandı.
Arayanlar, "Beyefendi bu yazıdan, şu haberden rahatsız
oldu" diyerek bu eleştiri veya uyarıların önünü
kesmeye başladı.
Enteresan olan şu ki
gazetecileri arayıp "Beyefendi
rahatsız" diyenlerin çoğu gazeteciydi!
Erdoğan adına ama Erdoğan'ın
haberi olmadan medyayı kendilerine göre dizayn etmeye çalışıyordu
bu arkadaşlar. Erdoğan'a veya davaya sadakatin yanı sıra,
kendilerine de ayrıca biat edilmesini istediler.
İş zamanla öyle bir hâle geldi
ki belli gazeteleri veya internet sitelerini
arayıp, "Şu haberi çıkarın, benim şu yazımı manşet
yapın" diyebilecek kadar şirazeden
çıktılar.