"KHK bir faciadır.
Çevremde o kadar çok bu felaketi yaşayan insan var ki, ben onlara
acıyorum, merhamet ediyorum. Aslında onlardan da özür diliyorum.
Evime temizlik yapmaya gelen daire başkanlığından ihraç edilmiş
kadını gördükçe, eşi polis ihraç edilmiş başka bir polisi gördükçe
ben yerin dibine geçiyorum. Ve ben onlara birkaç kuruş fazla
vereyim de bir katkım olsun diyorum. Bir benzinliğe gittiğim zaman,
bir Danıştay üyesinin pompa tuttuğunu gördüğüm zaman acı duyuyorum.
Bir restoranda bulaşıkçı olarak çalışan genel müdür gördüğümde
felaket oluyorum. Bütün bunları yaşıyor Türkiye, kimse savunamaz
bunu" diyor Sayın Arınç...
Gerçi daha
sonra "Ben FETÖ'cüleri değil, FETÖ yöntemiyle
mağdur edilenlere dikkat çekmeye çalıştım" dedi ama,
geçmiş olsun.
Daha önce defalarca yazdım,
tekrar yazayım.
Türkiye'nin en iyi konuşan iki
üç hatibini sayın deseler, bunlardan biri Bülent Arınç olur. Lafını
özenle, kelimelerini yerli yerince kullanan biridir. Yani öyle
konuşup, "Ah ya ağzından kaçtı, gaf
yaptı" diyebileceğimiz biri değildir.