Demek bu seçimlerde Cumhurbaşkanı
Erdoğan'a oy verecek, tepkini ortaya koymak için AK Parti'ye
vermeyeceksin.
Niye can kardeş?
Anlat içindekileri de biraz dertleşelim...
Belli ki AK Parti'nin milletvekilliğine aday gösterdiği isimleri beğenmiyor ve istemiyorsun. Dahası, şu an görev başında olan belediye başkanlarının hizmetinden memnun değilsin.
Yolsuzluk, hırsızlık ve adam kayırma da var. Sen de bunlara tepki olsun diye götürüp oyunu başka bir partiye vereceksin.
Çok güzel, tamam!..
Peki o zaman, başlayayım anlatmaya…
Diyelim ki AK Parti'ye oy vermedin de gittin, Cumhur İttifakı'nın bir diğer ortağı MHP'ye oy verdin. Bunun sana ve ülkeye getirebileceği riskleri hesapladın mı?
Mesela yarın MHP ile AK Parti'nin seçim ortaklığı sona erdiğinde ne olacağını hiç düşündün mü?
Olacakları sana söyleyeyim.
O çok sevdiğini söylediğin ve desteklediğin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tam da muhalefetin istediği duruma sokacak, kolsuz kanatsız ve çaresiz bırakacaksın.
Mesela Meclis, atılacak tüm adımlara, yapılacak tüm yatırımlara itiraz ederek sistemin önünü tıkayacak.
Mesela, Meclis'te çoğunluğu ele geçiren muhalefet 400 kişiyi bulduğu an senin oy verdiğin Cumhurbaşkanı'nı koltuktan indirebilecek.
Hatta, 400 milletvekili el ele verdiğinde, senin Cumhurbaşkanı'nı koltuktan indirmekle yetinmeyecek, aynı zamanda Yüce Divan'a gönderip vatana ihanet de dâhil olmak üzere her suçtan yargılayabilecek.
Bu durum senin için önemli değil mi?
"Bundan bana ne, benim istemediğim isimler aday gösterildi. Ben onlara oy vermem" demeye devam mı ediyorsun?
Cumhur İttifakı dışında bir başka ittifaka mı oy vereceksin?
O zaman sen, Gezi, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişiminde arkasında durduğun Erdoğan'ı, son seçiminle FETÖ'ye, PKK'ya ve diğerlerine teslim etmeye hazır kıvama gelmişsin demektir.
Hiç itiraz etme, çünkü yaptığın düpedüz bundan ibaret.
Yanı başında oluşan ittifaklara şöyle bir dön bak! Kimlerin kimlerle iş tuttuğuna, kimin kimi desteklediğine, kimin kime ölümüne sahip çıktığına şöyle bir göz at!..
Mesela, Millî Görüş gömleği giydiğini iddia eden Saadet Partisi'ne bir bak!
Ya da sen bakma, ben sana anlatayım.
Niye can kardeş?
Anlat içindekileri de biraz dertleşelim...
Belli ki AK Parti'nin milletvekilliğine aday gösterdiği isimleri beğenmiyor ve istemiyorsun. Dahası, şu an görev başında olan belediye başkanlarının hizmetinden memnun değilsin.
Yolsuzluk, hırsızlık ve adam kayırma da var. Sen de bunlara tepki olsun diye götürüp oyunu başka bir partiye vereceksin.
Çok güzel, tamam!..
Peki o zaman, başlayayım anlatmaya…
Diyelim ki AK Parti'ye oy vermedin de gittin, Cumhur İttifakı'nın bir diğer ortağı MHP'ye oy verdin. Bunun sana ve ülkeye getirebileceği riskleri hesapladın mı?
Mesela yarın MHP ile AK Parti'nin seçim ortaklığı sona erdiğinde ne olacağını hiç düşündün mü?
Olacakları sana söyleyeyim.
O çok sevdiğini söylediğin ve desteklediğin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tam da muhalefetin istediği duruma sokacak, kolsuz kanatsız ve çaresiz bırakacaksın.
Mesela Meclis, atılacak tüm adımlara, yapılacak tüm yatırımlara itiraz ederek sistemin önünü tıkayacak.
Mesela, Meclis'te çoğunluğu ele geçiren muhalefet 400 kişiyi bulduğu an senin oy verdiğin Cumhurbaşkanı'nı koltuktan indirebilecek.
Hatta, 400 milletvekili el ele verdiğinde, senin Cumhurbaşkanı'nı koltuktan indirmekle yetinmeyecek, aynı zamanda Yüce Divan'a gönderip vatana ihanet de dâhil olmak üzere her suçtan yargılayabilecek.
Bu durum senin için önemli değil mi?
"Bundan bana ne, benim istemediğim isimler aday gösterildi. Ben onlara oy vermem" demeye devam mı ediyorsun?
Cumhur İttifakı dışında bir başka ittifaka mı oy vereceksin?
O zaman sen, Gezi, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişiminde arkasında durduğun Erdoğan'ı, son seçiminle FETÖ'ye, PKK'ya ve diğerlerine teslim etmeye hazır kıvama gelmişsin demektir.
Hiç itiraz etme, çünkü yaptığın düpedüz bundan ibaret.
Yanı başında oluşan ittifaklara şöyle bir dön bak! Kimlerin kimlerle iş tuttuğuna, kimin kimi desteklediğine, kimin kime ölümüne sahip çıktığına şöyle bir göz at!..
Mesela, Millî Görüş gömleği giydiğini iddia eden Saadet Partisi'ne bir bak!
Ya da sen bakma, ben sana anlatayım.
"Ben hiçbir şeyden
tiksinmedim, şehitler ölmez vatan bölünmez sözünden tiksindiğim
kadar" diyen, "O ezanlar ki şehadetleri
dinin temeli; ama benim yurdumun üstünde ebedi
inlememeli" diyen bir din ve millet düşmanını
destekliyor.
"İnandığınız Allah topunuzun belasını versin" diyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne "seri katil" diye hakaret eden, 7 dakikada bir domuzun 1/4'ünü mideye indiren Canan Kaftancıoğlu isimli kadına sahip çıkıyor.
Kendisine "Milliyetçi" diyen İyi Parti, 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldığı resmen ortaya çıkan FETÖ'cü isimlere kol kanat geriyor. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun katledilmesinde parmağı olan isimleri listesine koyuyor.
CHP bir koluna PKK'yı, diğer koluna FETÖ'yü takmış, arkasına da DHKP-C'yi almış yürüyor.
YPG'li teröristlerin cenazelerinde gözyaşı döken terörist sevicileri aday listelerinin ilk sarılarına yazıyor. "15 Temmuz kontrollü darbeydi, tiyatroydu" diyen herkesi ama herkesi kadrolarına katıyor. Terörist demeden, katil demeden, inanç ve millet düşmanı demeden hepsine sahip çıkıyor.
Yasin Börü'nün katili Selahattin Demirtaş'a gösterdikleri şu ilgiye, şu sevgiye bir bak! Hapisten çıkması için, ülkeye Cumhurbaşkanı olabilmesi için hepsi ama hepsi topyekûn mücadele ediyor.
Öyle bir kenetlenmişler ki bir teki bile, bir tek adamını harcamıyor, harcatmıyor.
Onlar bunu yaparken sen de nefsine yenik düşmüş, "Ben bu adamı sevmiyorum, onun için AK Parti'ye oy vermeyeceğim" diyorsun öyle mi?
Senin oy vermeyi düşünmediğin hangi adamın yukarıda saydığım teröristlerden, katillerden, din ve inanç düşmanlarından daha kötü bana söyler misin can kardeş?
24 Haziran'da yapmak istediğini bundan 3 yıl önce 7 Haziran'da da yapmıştın. Sevmediğin AK Partili adaylara oy vermemek için karşı tarafa oy vermiştin hani...
O günleri unuttun mu?
Neredeyse HDP'yi bu ülkeyi yönetecek konuma getirecektin. Neredeyse Sırrı Süreyya Önder'i İçişleri Bakanı yapacaktın. Devlet Bahçeli olmasa, bugün Cemil Bayık ve Murat Karayılan tarafından yönetilen bir ülkede yaşayacaktın unuttun mu?
Unutmuşsun can kardeş!
Sen aslını, sen geçmişini unutmuşsun.
Yüz yıl önce sana böyle bir karar aldırdılar, yalnız bıraktığın Abdülhamid'i elinden aldılar. Dünyaya hükmeden ülkeni, dilini ve dinini elinden aldılar.
60 yıl önce sana böyle bir karar aldırdılar, yalnızlığa mahkûm ettiğin Menderes'i ve 4 bakanı elinden aldılar.
25 yıl önce sana böyle bir karar aldırdılar, yalnız bıraktığın Özal'ı zehirleyerek elinden aldılar. 28 Şubat'ta sana böyle bir karar aldırdılar, yalnızlığa terk ettiğin Erbakan'ı postmodern darbe ile elinden aldılar.
Bunları unuttun mu can kardeş?
28 Şubat'ta yaşadıklarını, katsayı engelini, başörtü zulmünü, “kamuda çalışamaz” eziyetini unuttum mu?
Seni insan yerine koymayanları unuttun mu? Düne kadar sana, "Bidon kafalı" diyen, "Göbeğini kaşıyan adam" diyen, "Kömürcü, makarnacı" diye aşağılayanları unuttun mu?
Eğer tüm bu yaşadıklarını unuttuysan ve bütün bunları sana reva gören partilere oy vereceksen diyecek sözüm yok.
Birbirinize hayırlı olasınız.
Sen aldığın kararla; kızdığın, sevmediğin birkaç adam yüzünden hak davasını satan kişi olarak anılacaksın.
Yalnız şunu unutmayasın can kardeş!
Bu ülkeyi canından aziz bilip, vatan uğruna can verenlere ve zulmün tezgâhından geçen dava arkadaşlarına verecek bir hesabın var. Dahası, bu ülkeyi İslam'ın son kalesi olarak gören dünya mazlumlarına verecek bir hesabın var.
Gazze'den Somali'ye, Arakan'dan, Kudüs'e, Güney Afrika'dan Doğu Türkistan'a varıncaya kadar, bu ülkeye umut bağlayan mazlumlara verecek bir hesabın var.
15 Temmuz şehitlerine...
Bu ülke düşmesin, bu sancak inmesin diye can veren Ömer Halisdemir'e, Fethi Sekin'e verecek bir hesabın var. Sen huzur içinde yaşayasın diye can veren Afrin şehitlerine verecek bir hesabın var.
Mahşerde...
"İnandığınız Allah topunuzun belasını versin" diyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne "seri katil" diye hakaret eden, 7 dakikada bir domuzun 1/4'ünü mideye indiren Canan Kaftancıoğlu isimli kadına sahip çıkıyor.
Kendisine "Milliyetçi" diyen İyi Parti, 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldığı resmen ortaya çıkan FETÖ'cü isimlere kol kanat geriyor. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun katledilmesinde parmağı olan isimleri listesine koyuyor.
CHP bir koluna PKK'yı, diğer koluna FETÖ'yü takmış, arkasına da DHKP-C'yi almış yürüyor.
YPG'li teröristlerin cenazelerinde gözyaşı döken terörist sevicileri aday listelerinin ilk sarılarına yazıyor. "15 Temmuz kontrollü darbeydi, tiyatroydu" diyen herkesi ama herkesi kadrolarına katıyor. Terörist demeden, katil demeden, inanç ve millet düşmanı demeden hepsine sahip çıkıyor.
Yasin Börü'nün katili Selahattin Demirtaş'a gösterdikleri şu ilgiye, şu sevgiye bir bak! Hapisten çıkması için, ülkeye Cumhurbaşkanı olabilmesi için hepsi ama hepsi topyekûn mücadele ediyor.
Öyle bir kenetlenmişler ki bir teki bile, bir tek adamını harcamıyor, harcatmıyor.
Onlar bunu yaparken sen de nefsine yenik düşmüş, "Ben bu adamı sevmiyorum, onun için AK Parti'ye oy vermeyeceğim" diyorsun öyle mi?
Senin oy vermeyi düşünmediğin hangi adamın yukarıda saydığım teröristlerden, katillerden, din ve inanç düşmanlarından daha kötü bana söyler misin can kardeş?
24 Haziran'da yapmak istediğini bundan 3 yıl önce 7 Haziran'da da yapmıştın. Sevmediğin AK Partili adaylara oy vermemek için karşı tarafa oy vermiştin hani...
O günleri unuttun mu?
Neredeyse HDP'yi bu ülkeyi yönetecek konuma getirecektin. Neredeyse Sırrı Süreyya Önder'i İçişleri Bakanı yapacaktın. Devlet Bahçeli olmasa, bugün Cemil Bayık ve Murat Karayılan tarafından yönetilen bir ülkede yaşayacaktın unuttun mu?
Unutmuşsun can kardeş!
Sen aslını, sen geçmişini unutmuşsun.
Yüz yıl önce sana böyle bir karar aldırdılar, yalnız bıraktığın Abdülhamid'i elinden aldılar. Dünyaya hükmeden ülkeni, dilini ve dinini elinden aldılar.
60 yıl önce sana böyle bir karar aldırdılar, yalnızlığa mahkûm ettiğin Menderes'i ve 4 bakanı elinden aldılar.
25 yıl önce sana böyle bir karar aldırdılar, yalnız bıraktığın Özal'ı zehirleyerek elinden aldılar. 28 Şubat'ta sana böyle bir karar aldırdılar, yalnızlığa terk ettiğin Erbakan'ı postmodern darbe ile elinden aldılar.
Bunları unuttun mu can kardeş?
28 Şubat'ta yaşadıklarını, katsayı engelini, başörtü zulmünü, “kamuda çalışamaz” eziyetini unuttum mu?
Seni insan yerine koymayanları unuttun mu? Düne kadar sana, "Bidon kafalı" diyen, "Göbeğini kaşıyan adam" diyen, "Kömürcü, makarnacı" diye aşağılayanları unuttun mu?
Eğer tüm bu yaşadıklarını unuttuysan ve bütün bunları sana reva gören partilere oy vereceksen diyecek sözüm yok.
Birbirinize hayırlı olasınız.
Sen aldığın kararla; kızdığın, sevmediğin birkaç adam yüzünden hak davasını satan kişi olarak anılacaksın.
Yalnız şunu unutmayasın can kardeş!
Bu ülkeyi canından aziz bilip, vatan uğruna can verenlere ve zulmün tezgâhından geçen dava arkadaşlarına verecek bir hesabın var. Dahası, bu ülkeyi İslam'ın son kalesi olarak gören dünya mazlumlarına verecek bir hesabın var.
Gazze'den Somali'ye, Arakan'dan, Kudüs'e, Güney Afrika'dan Doğu Türkistan'a varıncaya kadar, bu ülkeye umut bağlayan mazlumlara verecek bir hesabın var.
15 Temmuz şehitlerine...
Bu ülke düşmesin, bu sancak inmesin diye can veren Ömer Halisdemir'e, Fethi Sekin'e verecek bir hesabın var. Sen huzur içinde yaşayasın diye can veren Afrin şehitlerine verecek bir hesabın var.
Mahşerde...